Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dinin Doğası

Kutsal ve Kutsal-Dışı

Mircea Eliade

Kutsal ve Kutsal-Dışı Gönderileri

Kutsal ve Kutsal-Dışı kitaplarını, Kutsal ve Kutsal-Dışı sözleri ve alıntılarını, Kutsal ve Kutsal-Dışı yazarlarını, Kutsal ve Kutsal-Dışı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her türlü dinsel bayram, her türlü litürjik Zaman mitsel bir geçmişte, “başlangıç”ta yer almış kutsal bir hadisenin yeniden güncellenmesinden ibarettir.
Tanrısal davranışın yinelenmesi
Eğer tanrılar dünyayı yaratmak için bir deniz canavarını veya bir İlk Varlığı öldürüp parçalamak zorunda kalmışlarsa, insan da kendi dünyasını, kentini veya evini inşa ederken onları taklit etmelidir. İnşaat yapılırken kanlı veya simgesel kurban sunma zorunluluğu buradan kaynaklanır.
Reklam
Dinlerde ve Mitlerde Ejderhalar ve İlksel Düşman
Bizim dünyamızın Kozmos olduğu doğruysa, dışarıdan gelecek her saldırı onu “Kaos”a dönüştürme tehlikesi taşır. Ve madem ki “bizim dünyamız” tanrıların örnek alınacak eseri Kozmogoniye öykünerek kurulmuştur, ona saldıran düşmanlar da tanrıların düşmanlarıyla, demonlarla, özellikle de En Büyük Demon olan İlk Ejderhayla özdeşleştirilirler. Bu İlk
Achilpa'ların kutsal direği, onların dünyasını "ayakta tutar" ve Gökle iletişimi kurar. Burada, çok yaygın bir kozmolojik imgenin ilkörneğiyle karşı karşıyayız: Hem Gökyüzünü ayakta tutan hem de tanrılar dünyasına giden yolu açan kozmik direkler. Keltler ve Germenler, Hristiyan oldukları tarihe dek bu tür kutsal direklere tapınmayı sürdürmüşlerdi.
Direğin kırılması bir felakettir; bir anlamda "Dünyanın sonu," tekrar Kaos haline geri dönülmesidir. Spencer ve Gillen, bir mite göre kutsal direğin bir kez kırıldığını ve tüm kabilenin derin bir bunalıma düştüğünü naklederler; kabile üyeleri bir süre ne yapacaklarını bilemeden yollarda dolaşıp durmuş, en sonunda da yere oturup ölümü beklemişler.
Tanrıların Evreni yaratması. İskandinav kolonları, İzlanda'yı (land-nama) sahiplenip şekillendirirken bu girişimi ne özgün bir eser ne de insani ve kutsal-dışı bir çalışma olarak görmüşlerdi. Onlara göre yaptıkları iş, başlangıç dönemine ait bir edimin, yani ilahi Yaratılış eylemiyle Kaosun Kozmosa dönüştürülmesinin yinelenmesinden başka bir şey değildi. Bu çöl gibi ıssız toprağı işlerken, Kaosu ona bir yapı, biçimler ve kurallar vererek düzenlemiş tanrıların yaptıklarını yinelemişlerdi sadece.
Reklam
En ilkellerinden en gelişmişlerine varıncaya dek dinler tarihinin bir hiyerofaniler birikiminden, kutsal gerçekliklerin tezahüründen oluştuğu söylenebilir. En basit hiyerofaniden, örneğin kutsalın herhangi bir nesnede, bir taşta veya bir ağaçta tezahür etmesinden, Hristiyanlar açısından en üstün hiyerofani olan Tanrı’nın İsa Mesih’te tecessümüne varıncaya dek, süreklilik kesintiye uğramaz. Hep aynı gizemli fiil söz konusudur: “Bambaşka türde” bir şeyin, bizim dünyamıza ait olmayan bir gerçekliğin bizim “doğal”, “kutsal-dışı” dünyamızın parçası olan nesnelerde tezahürü.
"Kutsal, insanın özgürlüğü önündeki en büyük engeldir. İnsan ancak yanılsamadan kökten kurtulduğu anda kendisi olabilecektir. Ancak son tanrıyı da öldürdüğü gün gerçek anlamda özgür olabilecektir."
Sayfa 180Kitabı okudu
Arkaik toplumların insanı mümkün olduğunca kutsalın içinde veya kutsanmış nesnelerle iç içe yaşama eğilimindedir.
Kutsal her zaman, "doğal" gerçekliklerden çok farklı türde bir gerçeklik olarak gösterir kendini.
185 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.