Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dinin Doğası

Kutsal ve Kutsal-Dışı

Mircea Eliade

Kutsal ve Kutsal-Dışı Gönderileri

Kutsal ve Kutsal-Dışı kitaplarını, Kutsal ve Kutsal-Dışı sözleri ve alıntılarını, Kutsal ve Kutsal-Dışı yazarlarını, Kutsal ve Kutsal-Dışı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Birçok kez yinelediğimiz gibi dinsel insan dünyada kendine özgü bir varoluş halini benimser ve tarihsel-dinsel biçimlerin çokluğuna karşın bu özgül tarz her zaman ayırt edilebilir. Homo religiosus(Dinsel insan), içine daldığı tarihsel bağlam ne olursa olsun, mutlak bir hakikatin varlığına, bu dünyayı aşsa da onun içinde tezahür eden ve böylece onu da kutsayan ve gerçek kılan kutsalın varlığına her zaman inanır. Hayatın kutsal bir kökeni olduğuna ve insan varoluşunun dinselleştiği, yani hakikatin parçası olduğu oranda tüm potansiyel güçlerini gerçekleştirebileceğine inanır.
Sayfa 179Kitabı okudu
Mit, yeni bir kozmik "vaziyet"in veya bir ilk hadisenin ortaya çıkışını bildirir. Yani her zaman bir "yaratılış" öyküsü söz konusudur. Bir şeyin nasıl gerçekleştiği, olmaya nasıl başladığı anlatılır. Bu yüzden mit ontolojiyle uyumludur. Sadece hakikatlerden, hakikaten olmuş, tam olarak tezahür etmiş şeylerden söz eder.
Reklam
Dünyayı kutsallığından arındırmakta hangi dereceye erişmiş olursa olsun, kutsal-dışı bir yaşamı yeğleyen insan dinsel davranışı tamamen yok etmeyi başaramaz. Kutsallığından en fazla arındırılmış varoluşun bile hâla dünyaya yüklenen dinsel değerlerin izlerini taşıdığını göreceğiz.
Yahudilik Mezopotamyadan kopya mı çekti?
Yahudiliğin veya Hristiyanlığın bu mitleri veya simgeleri komşu halkların dinlerinden “aldıklarını” söylemiyoruz, bu şart değildi: Yahudilik tüm bu şeylerin zaten var olduğu uzun bir dinsel tarihöncesinin ve tarihin mirasçısıydı. Yahudiliğin şu veya bu simgeyi bütünlüğü içinde “uyanık” tutması bile şart değildi. Bir grup imgenin, belli belirsiz halde bile olsa, Musa öncesi çağlardan beri varlığını koruması yeterliydi. Bu tür imgeler ve simgeler herhangi bir anda güçlü bir dinsel güncelliğe yeniden kavuşma gücüne sahipti.
Sayfa 121Kitabı okudu
Tektanrı ve çoban halklar
Göksel yapıdaki üstün varlık egemen konumunu sadece çoban halklarda korur ve ancak tektanrı eğilimli (Ahura Mazda) dinlerde veya doğrudan tektanrıcı dinlerde (Yehova, Allah) benzersizlik kazanır.
Sayfa 108Kitabı okudu
Musevi yenilik
Musevilik gerek arkaik dinlere ve kadim Doğu dinlerine, gerekse Hindistan ile Yunanistan’da geliştirilmiş biçimleriyle mitsel-felsefi Sonsuz Geri Dönüş anlayışlarına göre çok temel bir yenilik getirir. Museviliğe göre, Zamanın bir başlangıcı vardır ve bir de sonu olacaktır. Döngüsel Zaman fikri aşılmıştır. Yehova artık (öteki dinlerin tanrıları gibi) Kozmik Zaman içinde değil, yeniden erişilemez, geri getirilemez bir Tarihsel Zamanda tecelli eder.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Barbarca davranan dindarlar
“Vahşi” bir toplumu yargılarken, en barbarca davranışların ve en sapkın tavırların bile insanüstü, tanrısal modelleri bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bazı dinsel davranışların neden, hangi bozulmalar ve yanlış anlamalardan sonra yozlaşıp sapkınlaştığını bulmak burada ele almayacağımız apayrı bir sorundur. Burada vurgulanması gereken, dinsel insanın çılgınlık, alçaklık sınırında, cinayete varan eylemlere sürüklendiğinde bile tanrılarına öykünmek istemesi ve böyle yaptığını düşünmesidir.
Bayramlar nedir?
Bayram, mitsel (dolayısıyla dinsel) bir olayın “anılması” değil, yeniden hayata geçirilmesidir.
Nevruz nedir?
Nevroz -İran Yeni Yılı- Dünyanın ve İnsanın yaratılışı’nın gerçekleştiği günün anısına düzenlenir. Arap tarihçi el-Birunî’nin ifade ettiği gibi, “Yaratılışın yenilenmesi” Nevroz gününde gerçekleşiyordu.
Her türlü dinsel bayram, her türlü litürjik Zaman mitsel bir geçmişte, “başlangıç”ta yer almış kutsal bir hadisenin yeniden güncellenmesinden ibarettir.
Reklam
Tanrısal davranışın yinelenmesi
Eğer tanrılar dünyayı yaratmak için bir deniz canavarını veya bir İlk Varlığı öldürüp parçalamak zorunda kalmışlarsa, insan da kendi dünyasını, kentini veya evini inşa ederken onları taklit etmelidir. İnşaat yapılırken kanlı veya simgesel kurban sunma zorunluluğu buradan kaynaklanır.
Dinlerde ve Mitlerde Ejderhalar ve İlksel Düşman
Bizim dünyamızın Kozmos olduğu doğruysa, dışarıdan gelecek her saldırı onu “Kaos”a dönüştürme tehlikesi taşır. Ve madem ki “bizim dünyamız” tanrıların örnek alınacak eseri Kozmogoniye öykünerek kurulmuştur, ona saldıran düşmanlar da tanrıların düşmanlarıyla, demonlarla, özellikle de En Büyük Demon olan İlk Ejderhayla özdeşleştirilirler. Bu İlk
Achilpa'ların kutsal direği, onların dünyasını "ayakta tutar" ve Gökle iletişimi kurar. Burada, çok yaygın bir kozmolojik imgenin ilkörneğiyle karşı karşıyayız: Hem Gökyüzünü ayakta tutan hem de tanrılar dünyasına giden yolu açan kozmik direkler. Keltler ve Germenler, Hristiyan oldukları tarihe dek bu tür kutsal direklere tapınmayı sürdürmüşlerdi.
Direğin kırılması bir felakettir; bir anlamda "Dünyanın sonu," tekrar Kaos haline geri dönülmesidir. Spencer ve Gillen, bir mite göre kutsal direğin bir kez kırıldığını ve tüm kabilenin derin bir bunalıma düştüğünü naklederler; kabile üyeleri bir süre ne yapacaklarını bilemeden yollarda dolaşıp durmuş, en sonunda da yere oturup ölümü beklemişler.
179 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.