Kutsal Yoksulluk
Frans Eemil SillanpaaKutsal Yoksulluk Gönderileri
Kutsal Yoksulluk kitaplarını, Kutsal Yoksulluk sözleri ve alıntılarını, Kutsal Yoksulluk yazarlarını, Kutsal Yoksulluk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir adamın karısı ölünce , hele uzun müddet beraber yaşadılarsa , sanki varlığının görünmez , derin kökleri koparılıyormuş gibi olur. Bu köklerin mahiyeti ne olursa olsun , duyulan bu his çok kuvvetlidir.
Beni harap ettiler ,düşmüş bir adamın Toprakları üzerinde bulunuyorum ve onun malıyım , içimde yaşamaları ile yaşamamaları bir olan iki insan var.
Zenginlik bu dünyadaki saadetin en göze çarpar şeklidir ve saadet daima bir imtihan demektir.
Bu yorgunluk uyku ilâcı gibi birşey...
Hayat uzun bir yeknesaklığa dayanamaz, oldukça heyecanlı bir tabiatı vardır.
Çığ ne kadar hızlı büyürse büyüsün, yine bir zaman işidir...
...her lâkırdısına ikide bir Allah'ın adını karıştırmak âdetiydi: Allah'ın sözüne dayanan bir lakırdıya itiraz edecek adam az bulunur.
Bir adamın karısı ölünce, hele uzun müddet beraber yaşadılarsa, sanki varlığının görünmez derin kökleri koparılıyormuş gibi olur. Bu köklerin mahiyeti ne olursa olsun duyulan bu his çok kuvvetlidir. Birçok hallerde, beraber geçirdikleri hayat, gerek kadın, gerek erkek için sıkıntılı bir yolculuk, ağır bir yük olmuştur. Fakat onlar bunu pek farketmemişlerdir. Onun için, eşlerden birinin ölmesi, bir yükün hafiflemesi demektir ve eğer sağ kalan kaba ruhlu bir adamsa, memnuniyetini açığa bile vurur. Yalnız, birçok erkekler hürriyetlerine tekrar kavuşma hissi ile beraber, acı bir teessür de duyarlar, ruhlarını mesut bir keder kaplar. Adam koparılan köklerin bıraktığı delikleri çocukları ile kapamaya çalışır; çocuklar insana yük değil, giden karısının yerine bırakılmış hafif ve saf bir teselli vasıtasıdır.
Hayat zor vesselâm. Bu zahmetli işleriyle, insanın, bir öncekinden ne kadar bitkin dönerse dönsün, üstüste, hiç dinlenmeden yapmak zorunda olduğu uzun yolculukları andırıyor. İnsan bu yolculukların sonunda nereye varacağını da bilmiyor ve seyahatin sonuna bakmak bile istemiyor, çünkü orada muhakkak ölüm var. Başka bir şey yok.
...o derece nazik bir kızdı ve bu hayata o derece yakışmıyordu...
Ya, hayat hâlâ eski hiddetini muhafaza ediyordu. Hiçbir sevincin uzun sürmesine müsaade etmiyordu.
Aynı aileden olan insanlar birbirlerine selam vermezler...
İhtiyarlık geldi, ihtiyarlığın elele verdiği arkadaşlardan biri; vicdan muhakemesi...
Ölüm ortalığı kırıp geçiriyor...
Yalnız, paranın bir kabahati vardı; nereye gittiği belli olmuyordu...