Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kuyu Gönderileri

Kuyu kitaplarını, Kuyu sözleri ve alıntılarını, Kuyu yazarlarını, Kuyu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“ Dünyanın ve kendi zatının sevgi mihverinde döndüğünü de biliyordu. Sevgi olmasaydı.. ah, böyle bir şeyi hayal etmek bile mümkün görünmüyordu ona, çünkü sevgi olmasaydı diye düşünmek ona,bir balığın su olmasaydı hayat nasıl olurdu tasavvuruna benzerdi.”
Sayfa 96 - İz YayıncılıkKitabı okudu
“ Nereden nereye? Demek ki, bir kere daha bu yanlışı işlemeyemeyeceğim diye kesin karar verdiğinde, o yanlıştan dolayı utanç ve pişmanlık duyduğunda, o yanlışı işlememiş sayılıyorum. Kimilerine göre böyle bir karar küçük adam işi oluyor, büyük adam ya da üstün insan yanlışlarınlarından pişmanlık duymayanlardır, yanlışlarının üstüne basıp geçebilendir. Ama bu durum böbürlenmeyi aşırı hale getirmekle bir değil mi? Çünkü işlenmiş olan bir yanlış, bir topluluk içinde işleniyor ve o yanlıştan doğan, doğacak olan sonuçlar herkesi bir ölçüde ilgilendiriyor ve zarara sokuyor, böyle bir durumda insanın bir başınaymış gibi davranması, başka herkesi çiğnemiş olmayı tazammun etmiyor mu? Öyleyse nasıl olur da, ben yaptığım yanlışın üzerine basıp geçebilirim denebilir ve böyle bir şeyi vicdan nasıl kabullenebilir?
Sayfa 91 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"...O, şu anda bir kuyuda bulunuyor ama gömleği kardeşleri tarafından soyulmuş değil; o, bir kuyuya düşmüş bulunuyor ama bunun sorumluluğunu yükleyebileceği bir kardeşleri var değil; o, bir kuyuya düşmüş bulunuyor ama kuyudan çıkınca yolunun düşeceği yönün Mısır olup olmayacağı, Mısır'da maliye nazırı olup olmayacağı belli değil.. Bir Züleyha'sı var mı, belli değil. Yani hiç bir şey belli değil. Kuyunun ucunda ışık görünmüyor. Böylece o, Yusuf olmayan bir Yusuf olarak kuyuda -bir kere daha: Belki lağımda- talihini denemeye hazırlanıyor: Darmadağınık duran Tanrı'sının ya da tanrılarının kimliğini kestirmeye çabalıyor: Onun bir Züleyha'sı olmadı, doğru, çünkü onun birden çok Züleyha'sı oldu, belki de onun dağınık tanrılarından birileri o Züleyhalardı... Düşündü: Nefsine itibar etmediğini sanıyordu, ama acaba nefsini, ona itibar etmediğini söyleyerek mi izzetliyordu? Ona böyle düşünülebileceği öğretilmişti: Nefsin oyunlarının şeytanınkinden aşağı kalır yanı olmadığı belletilmişti. Nefs, diyorlardı, kendine itibar etmediğini söyler ve kendine itibar etmediğini itiraf ederek bundan pay çıkarmaya girişir: Nefse, belki de bu yüzden zalim, diyorlardı. Ona şu da öğretilmişti: Zulüm, bir şeye hakkı olan şeyi vermemektir! Nefs, kendine zulüm uygulandığını ileri sürerek de bundan kendine pay çıkarmaya girişebilir..”
Sayfa 80 - İz YayıncılıkKitabı okudu
“...aşkın kendisi zaten düz bir ilişki değildi, aşk düz bir mantıkla açıklanabilecek bir olgu değildi, o, düz mantığı her zaman aşmıştır; aşk denklik falan gözetmiyor, o, hiçbir şey gözetmiyor: o, ortaya çıkıyor ve varlığını dayatıyor, o kadar! Düz bir evlilik için aranan denklik aşk konusunda geçerliğini yitiriyor.”
Sayfa 75 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Sevmenin hazırlı­ğı mı olurmuş? İnsan, sevmeye başlar. ve bitirir: burada, bitirme, olgunlaştırma demek oluyor. Sevgi baş­lar ve başladığı anda da zaten olgunlaşmış olur. Bu yüz­den, ham bir sevgi olabileceğini şimdiye değin hiç aklına getirmedi. Bir sevgiye henüz ham diye bakılıyorsa, aslın­ da öyle bir sevginin yok olduğu anlatılmak istenmiştir denmeli. Sevgi, dalında olgunlaşan meyveye benzetilemez, sevgi kendisine zamanla ısınılan alışkanlıklara da benzemez. Sevgi, hayır, topraktan çıkan ağaç ve o ağacın meyvesi gibi bir şey değildir: onun kökü insanın kendin­ de bulunur, onun varlığı bir kez keşfedilirse de, o, orada, olgunlaşmış olarak keşfedilir. Sevginin alışkanlık olma­dığını da biliyor, alışkanlık haline gelen ya da insanın günlük, gündelik davranışları arasında yer tutmaya baş­layan bir sevgi., ve ancak böyle bir sevgi, dalında olgun­laşmış olan meyveye benzeyebilir, olgunlaştığı anda da­lından kopup düşer: sevgi için, daha baştan böyle bir akıbet tasarlamaya gelmez, çünkü o, başlar ve sürer.”
Sayfa 67 - İz YayıncılıkKitabı okudu
“Gökyüzünü boyamak, gerektiğinde, vurduğu boyayı beğenmemeyi de içerir.”
Sayfa 63 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
“Madem ağladım, madem ağlıyorum, ağlayabiliyorum, öyle ise bindörtyüz yıl önceki insanlarla benim aramda, o gün insanlarıyla şunlar arasında kesintisiz bir ilgi olmalı, değişmeyen, insanı sarsan, derinden kavrayan ilintiler olmalı diye düşünüyordu. İşlediği günah ve günahlar yüzünden bir pişmanlık duymuşsa ve bu pişmanlık yüzünden ağlamışsa bunun bir anlamı olmalı, diyordu. Hayat birdenbire ona kavranamayacak kadar yüksek bir almamla doluymuş gibi göründü. Rüzgâra dur dese dururdu şimdi. Uçmak istese uçabilirdi”
Sayfa 45 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Yoldadır. Yollardadır: Makasları yanlış değiştirilen trenlere binmekten ve geldiği durakları bilmemekten usanmıştır.
Sayfa 58 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Bu kent, rüzgârın uğultusuyla oradan oraya savruluyor, kartondan binaları birbiri üstüne devriliyordu. Bu kenti artık hiç unutmayacaktır; şiddetli bir deprem sonunda yıkılmış, yerle bir olmuş, bırakılmış, insansız bir kent olarak, belki eski ahşap bir motel halinde yaşayacaktır belleğinde.
Sayfa 35 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Uykusunu kaçıran nedenleri büsbütün bilmiyor değildi, bunca yorgun olmasına rağmen uyuyamıyordu: İnsan nedir, var olmak nedir sorusu kafasını kurcalayıp duruyordu.
Sayfa 17 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Kente doğru ilk adımını nasıl atacağını bilemiyormuş gibi, daha önce hiç yürümemiş gibi, bacakları kendisinin değilmiş, onlara komutu veremezmiş gibi...
Sayfa 9 - İz YayıncılıkKitabı okudu
...ortalık büsbütün karanlık bir sessizliğe gömülmüştü.
Sayfa 7 - İz YayıncılıkKitabı okudu
(...)mantığı boş ver, mantık her zaman içinden çıkılacak yolda rehber olmayabilir, mantıksız değil, mantığa rağmen değil, ama mantığın üstünde kalan bir düşünme biçimini denemeli ve açmazı aşmanın üstesinden gelmelidir!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.