Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kuzgun ve Devlet

Koray Şerbetçi

En Beğenilen Kuzgun ve Devlet Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Kuzgun ve Devlet sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kuzgun ve Devlet kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Ölçüsü düzgün olmayan terazi iyi tartmaz, çeliği iyi dövülmemiş parlak kılıç işe yaramaz, güzel olmayan söz iyi sonuç vermez, amelsiz ilim netice vermez, adaletsiz ülke baki olmaz.”
Reklam
“Maddi hayata meyledenler için, hayat, deniz suyu içmeye benzer; içtikçe susarlar, susadıkça içerler.”
“Toplumlar, filozofların kral ya da kralların filozof olduğu güne kadar, rahat huzur yüzü görmeyeceklerdir.”
Makber’in Hikayesi
Makber, osmanli’nin son döneminde Abdülhak Hamid tarafından kaleme alınmış dokunaklı bir şiirdir. Öyküsü de şiir gibi dokunaklıdır. Abdülhak Hamid, 1883 yılı nın Ekim ayında baş şehbender olarak tayin edildiği Bombay’a giderken eşi Fatma Hanimi da beraberinde götürmüştür. Ve reme yakalanmış olan Fatma Hanimin sağlığı burada daha da bozulmuş, İstanbul’a dönmek için bindikleri gemide hastalı ğı daha da ilerlemiştir. Bu durum üzerine Abdülhak Hamid ve eşi İstanbul’a kadar gidememiş, Beyrut’ta vali olan ağabeyi M '«s Abdülhak Nasûhî’nin evine gitmiştir. Fakat, Fatma Hanım bu rada vefat etmiş ve buraya defnedilmiştir. İşte Makber adıy la bilinen ünlü şiir, Abdülhak Hamid’in Beyrut’ta kaldığı kırk gün içinde eşini kaybetme travmasıyla yazdığı bir eserdir.
"Osman Gazi, Bursa hisarının savaşla alınamayacağını ve bunun sabır işi olduğunu anladı. Hisarın fethi için tedbirler aldı. Kaplica tarafına hisarın karşısına bir hisar yaptırdı. Seçkin bir yiğit olan kardeşinin oğlu Aktemür'ü, yanına seçme yoldaşlar vererek orada koydu. Bir hisar da dağ tarafına yaptırdı. Balabancuk denen yiğit bir askeri vardı. Onu da buraya yerleş tirdi. Bu iki hisarı bir yılda yaptı. Fakat köylerini güvenlik ve korumayla güzelleştirdi. Bunlar kâfirleri hisardan parmağını bile çıkartmayıp devamlı beklerlerdi."
Reklam
Evet, Osmanlı yeni bir model kuruyordu. Düşmanının ze minini merhametle etkisiz kılıyor, böylece düşmanının kılıç ları işlemez oluyordu. Artık Osmanlı demek sabırla hedefini bekleyen, ele geçirdiği bölgenin ahalisine adalet ve refah vaat eden bir sistem demekti.
Machiavelli - Prens
Realist çağlar Machiavelliy’i tebcil ederler. Yirminci yüzyıl bir realizm asrıdır. Mussolini İtalyan Ansiklopedisindekifaşizm maddesinde, faşizmin ilk peygamberi olarak Machiavelliy’i gös terir. Hitlerizm, zıvanadan çıkmış bir Makyavelizm’dir. Bunlar yeni hükümdarlıklardır. Jacobinler’in hepsi Machiavelliy’e hay randılar, Napoleon keza. Napoleon için iki büyük adam vardı tarihte: Machiavelli ve Tacitus. İhtilâlden evvel intiharı çok dü şünmüştür, talih kendisine güldükten sonra Prens’başucu kita bı olur. Katerin de Medici oğlu IX. Charles’a ders kitabı olarak okutur, İsveç kraliçesi Katerin ve Richelieu onun hayranıdırlar. Yalnız hepsi söylemez. Mussolini, Stalin ve Lenin yüksek sesle ona olan hayranlıklarını haykırırlar.
Bizans Adlandırması
Farka değinmeden önce kafa karışıklığını giderecek bir noktayı belirtmekte fayda var. Bugün tarih kitaplarında Bi zans adıyla geçen bu siyasal yapı aslında basbayağı Roma İmparatorluğudur. Bizans adı geç dönemde Batıklarca ve rilmiş bir isimdir. Hatta Rönesans Dönemi hümanist yazarların bir yakıştırmasıdır. Doğu Roma İmparatorluğu yaşa dığı sürece kendisine Bizans dememiştir. Resmi adı “Roma İmparatorluğu’dur. Sadece Müslüman Araplar ve Anadolu’ya gelen Türkler dışarıdan bu yapıyı “Rûm” olarak adlandırmış lardır. Dediğimiz gibi geç dönemde Avrupah bilginler. Doğu Roma İmparatorluğu nu İstanbul’un eski adı olan Bizans tabiri ile anmışlardır.
Osman Bey’in Rüyası
Osman Gazi uyuyunca düşünde büyüce kişinin koynundan bir ayın doğarak geldiğini ve kendi koynuna girdiğini gördü. Bu ay, Osman Gazinin koynuna girdiği anda göbeğinden bir ağaç biter, gölgesi bütün âlemi kaplar ve gölgesinin altında dağlar meydana gelir ve bu dağların dibinden sular çıkar. Bu çıkan sulardan kimileri içer, kimileri de bahçeler sular ve çeşmeler akıtır. Sonra uykudan uyandı, gelip Şeyhe haber verdi. Şeyh, 'Oğul Osman Gazi, sana müjdeler olsun. Yüce Tanrı sana ve nesline padişahlık verdi, kutlu olsun. Ayrıca benim kızım Malhun, se nin eşin olacak.’dedi ve o anda nikâhlayıp kızını Osman Gaziy’e verdi.”
Reklam
Namık Kemal
Vücûdun kim hamîr-i mâyesi hâk-ı vatandandır Ne gam râh-t vatanda hâk olursa cevr ü mihnetten.’ (Vücudunun mayası vatan toprağıdır. Ne gam vatan yolun da çekilen sıkıntılardan.)
Timur vs. Kayı Boyu
Hatta onbeşinci yüzyılda Osmanlı’ya öldürücü bir darbe vurmuş olan Timurlenk, belki de Kayı kelimesini Kayıkçı olarak anladığından rakibi Sultan Bayezid’i: “Sen kayıkçı bir Türkmen neslindensin.” diyerek küçümsemişti.
Karamanoğulları’nın Yardımcı Birliği
On altıncı asrın tarihçisi Hoca Sadettin Efendi’nin aktardığına göre OsmanlIlarla birlikte gazaya katılması için gön derilen Karamanoğlu beyliğine ait savaşçılar, Osmanlı ordu sunda şaşkınlığa sebep oldu. Hoca Sadettin Efendi, gönderilen askerleri “Karamanoğlu beyinin utanmadan ordu diye derle yip gönderdiği bir nice kılıksız kıyafetsiz zavallı” diye tanımlı yordu. Çünkü gelen askerlerin bindiği atların kuskun kayışları yoktu, kimi tahtadan yörük eğerleri üzerine oturmuşken ki minin üzengileri deriden yapılmıştı. Hatta pek çoğu kılıçları nı bellerine iplerle bağlamışlardı. Sultan Murad Hüdavendigâr da bu manzarayı gördükten sonra alaylı alaylı gülümseyip ya nındaki komutanlarına dönerek: “Askerimizin bir maskarası yoğ idi. Cömertliğiyle ol hizmeti de Karamanoğlu görmüş!” diyecekti
Osmanlı Adaleti
Bugün Yunanistan sınırları içerisinde kalan Mora yarıma dasında bulunan İzdin kazasında yaşayan Fatma’ya, ölen ko cası Mahmut’tan bir bahçe kalır. Fakat Zülfîkar ve Ali isimli iki kişi bu bahçenin Ramazan adlı dedelerinin kurduğu vak fa ait olduğunu iddia ederek Fatma’nın elinden almak ister ler. Olay mahkemeye intikal eder ve bahçenin vakfa ait olma dığı kararı çıkar. Buna rağmen Zülfıkar ve Ali isindi şahıslar Fatma’yı rahatsız etmeye devam ederler. Tehditlerden buna lan Fatma on yedinci asrm şartlarında, başkentten çok uzaktaki Mora yanmadası’mn küçük bir kasabasından İstanbul’daki padişaha mektup yazar ve adalet ister. Sonuç ne mi olur? Bi zim tarihlerde Genç Osman diye bildiğimiz Osmanlı Sultanı, doğrudan bu konu ile ilgili mahkemenin kararının geçerli olduğunu ilan eder. Fatma'nın rahatsız edilmemesini, eğer böyle bir durum tekrarlanırsa bu iki şahsın tutuklanarak İstanbul’a getirilmesini emreder.
Tursun Bey
Ölçüsü düzgün olmayan terazi iyi tartmaz, çeliği iyi dövülmemiş parlak kılıç işe yaramaz, güzel olmayan söz iyi sonuç vermez, amelsiz ilim netice vermez, adaletsiz ülke baki olmaz”
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.