Oturduğum yerde saldırıya uğruyordum âdeta. Sonra öyle bir baktı ki bana, aramızda şimşekler çarptı. Susuyorduk. Dile dökülmeyen sözlerin, sessizliğin yarattığı güvenli alana sığınmıştık ikimiz de. Sustukça ağırlaşan, kurşunlaşan bir hava soluyorduk. Sustukça zehirleşiyordu aldığım soluk. Ciğerlerim yanıyor gibi oluyordu. Bu belirsizlik bu suskunluk zehirli bir yılan gibi sokuyordu beni. Birimiz konuşsa sanki kıyamet kopacaktı."
"Bilinç Akışı Tekniği" kullanılarak yazılan Lâ Zaman (Zamansız), çarpıcı bir roman.