Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey

Slavoj Zizek

Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey Sözleri ve Alıntıları

Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey sözleri ve alıntılarını, Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey kitap alıntılarını, Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her gerçek eylem, 'öznenin intiharı'dır. Özne, bu eylemde yeniden doğabilir, ancak yalnızca yeni bir özne olarak.
Başka bir deyişle, sorun, eylemde bulunan öznenin bilinçdışının öznesi olmasıdır ki eylemin uygun şekilde yerine getirilen eylemden ziyade hatalı, başarısız bir eylem olma­sının sebebi budur. Bu açıdan bakıldığında, başarılı bir eylem, simgeselin eşiğini geçecek ve bu şekilde öznenin kendisini söz­cüklerin belirsizliğinden ayırmasına imkan sağlayacak bir şey olmalıdır.
Reklam
Herkesin peşinde olduğu en yüksek anlam derecesi, anlamın yokluğuna varır. Nesnenin kendisi, kaybolan noktadır, boş bir alandır; gösteril­mesi ya da var olması bile gerekmez.
Dı­şarıdan gelen bir felaket değildir bu; felaket, özneye en yakın olan noktada, kendi mesajı biçiminde, kendi narsisistik imgesinin ce­vabı olarak ortaya çıkmıştır.
O halde ikili ilişkiyi eşzamanlı olarak birarada tutan ve çarpı­tan şey, Öteki'nin arzusuyla, ikiliğin aracısı konumundaki anne fi­gürüyle olan bağ ve diğer taraftan da ölümcül olduğu anlaşılan büyüleyici çelişkili nesnedir. Özne, nihayet kendi mesajını alır.
İntihar daima kendiliğindendir. Temeli düzeyinde, öz yetkilen­dirme eylemidir. Radikal olarak haz ilkesinin ötesindedir ve Fre­ud'un 'ölüm dürtüsü' olarak tasarladığı, Lacan'ın daha sonra jouis­sance olarak kavramsallaştırdığı şeye dayanır. Bu eylem içerisinde özne, sözcüklerin belirsizliğinin paçayı kurtarıcı, simgeselin eşi­ğinden geçer.
Reklam
Modernist bir sanat eseri, tanımı gereği, 'anlaşılmaz'dır; bir şok, gündelik hayatımızın güvenlik ve huzurunu tehdit eden bir travmanın ani saldırısı olarak işlev görür ve egemen ideolojinin simgesel evrenine karışmaya direnç gösterir; bunun üzerine bu ilk karşılaşmanın ardından yorum sahneye çıkar ve bizim bu şoka dahil olmamızı sağlar - bize, diyelim ki, bu travmanın kayıt altına alındığı bilgisini verir ve çok 'normal' gündelik hayatlarımızdaki sarsıcı ahlak bozukluğuna işaret eder ..
Sayfa 9 - AgoraKitabı okudu
Şu halde eğer modernist yorumun zevki, temel olarak nesnesinin tekinsiz esrarengizliğini 'seçkinleştiren' farkındalık etkisine bağlıysa (işte bu bariz dağınıklığın ne demek istediğini şimdi anlıyorum!), postmodernist işleyişin amacı ilk baştaki basitliğini yabancılaştırmaktır: "Gördüğün şeyin bunak büyükannenin bile zorlanmadan takip edebileceği basit bir melodram olduğunu mu sanıyorsun? ... /semptom ile sinthom arasındaki farkı; Borrom düğümünün yapısını; Kadın'ın Babanın Adlarından biri olduğu gerçeğini vs./ dikkate almadığın takdirde her şeyi kaçırmışsın demektir!"
Kant'ın, saf, radikal kötülük kavramını inceleyişi, açıkça yasa yerine özel bir şey koy­duğumuz ve bu özelliğin kendisinin üstün yasa biçiminde davran­dığı tam da böyle bir jestten doğar.
74 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.