Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey

Slavoj Zizek

Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey Sözleri ve Alıntıları

Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey sözleri ve alıntılarını, Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey kitap alıntılarını, Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sartre'a göre, dünyayı algılarken aynı anda üzerimizde sabitlenen bakışı kavrayamayız. Ya birini ya da ötekini yapabiliriz. Çünkü, der Sartre, dünyayı algılamak ona bakmaktır; ve üzerimizde sabitlenen bakışı kavramak, nesne olarak bakışı kavramak değil, bakılmakta olduğumuzun bilincinde olmaktır.
Sayfa 168Kitabı okudu
Reklam
Gerçek her zaman bir kurmaca yapısında olduğu için, (öznelerarası) gerçeği (önermesel) gerçek biçiminde belirtmeyi mümkün kılacak bir 'sentez' yoktur.
Sayfa 277 - J.LacanKitabı okudu
Öznenin arzusu ötekinin arzusudur
Yeni Zelanda ormanlarında grotesk maskelerle korkunç bir savaş dansı ettiği söylenen vahşi bir kabileyle iletişim kurmayı denemek amacıyla antropolojik bir keşif gezisiyle ilgili gerçek bir hikaye anlatılır. Ekiptekiler bu kabileye vardığında, onlara dans etmeleri için yalvarırlar ve dans gerçekten de tarife uyar; böylece araştırmacılar aborijinlerin tuhaf ve korkunç gelenekleri hakkında arzuladıkları malzemeyi elde ederler. Ancak kısa bir süre sonra, bu şekilde bir vahşi dansın aslında kesinlikle var olmadığı anlaşılır: Aborijinler yalnızca araştırmacıların dileklerini yerine getirmeye çalışmıştır; onlarla yaptıkları tartışmalarda yerlilerin kendilerinden ne istendiğini anladıkları ve bunu yeniden ürettikleri ortaya çıkar.. Lacan "öznenin arzusu ötekinin arzusudur" derken bunu kasteder..
Sayfa 230Kitabı okudu
"Bir bakışı en sık açığa çıkaran şey, bana doğrultulan iki göz küresinin yakınsaklığıdır,"
Sayfa 165 - Jean Paul SartreKitabı okudu
Reklam
Atıldıktan sonra, zarlar şansın teyit edilişidir; ancak düştüklerinde oluşturdukları kombinasyon, gerekliliğin teyit edilişidir. Gereklilik şans tarafından doğrulanır, tıpkı var olmanın oluşum tarafından doğrulandığı gibi, tıpkı birin çokluk tarafından doğrulanması gibi.
Sayfa 114 - Gilles DeleuzeKitabı okudu
Bir ey­lem, ancak onu açıklamak veya simgelemek yönündeki bütün ça­balarımız başarısız olursa, başka bir ifadeyle, onun için hiçbir se­bep, güdü veya öznenin söz konusu eylemle elde etmek istediği hiçbir amaç veya özneyi onu yapmaya iten herhangi bir çıkar bu­lamadığımızda ahlaki olur.
Lacan'ın Seminer I'de Sartre'ı özetlediği gibi: Kendimi, gözlerini görmediğim, hatta gözlerinin farkına bile varmadığım birisinin bakışı altında hissedebilirim. Bunun için orada başkalarının olabileceğini işaret eden bir şeyler olması benim için yeterlidir. Örneğin bu pencereyi ele alalım; hava biraz kararırsa ve gerisinde birisinin durduğunu düşünmek için sebeplerim varsa, bu pencere doğrudan bir bakıştır. Sartre ve Lacan'ın uyandırdığı sahne (ancak ikisi arasında hayati bir ayrım vardır: Sartre için bakışın değil, gözün yerine geçen pencere, Lacan'da bakıştır)
Sayfa 166 - AgoraKitabı okudu
"Ben varım çünkü sen bana bakıyorsun ve eğer Sen Bakışını benden başka yana çevirecek olursan Ben olmam.. "
Sayfa 177 - Cusa'lı NicholasKitabı okudu
Reklam
Çıplak bir boğaza doğru yaklaşan bıçak görüntüsünün karşı­sında, yolda tozu toprağa katarak hızla giden bir araba görüntüsü verildiğinde, izleyici bu arabanın cinayeti önlemek için zamanın­ da orada olup olmayacağını merak edebilir. Ancak ister mantığa uygun olsun ister sadece drama etiği tarafından dikte edilsin, bu merak, genellikle paralel eylemlerin montajlanmasıyla gerçekleş­tirilir.
Suç, bakışı yoğunlaştıran bir leke'yi ortaya çıkararak hem şeylerin doğal düzenini hem de sinemanın doğal düzenini harekete geçirir ve böylece kurmaca yaratılır. Kötülüğün kendisi bir lekedir.
Tam arabaya binerken isimsiz adam ufka doğru bir bakış fırlatır ve şu gözlemde bulunur: "İşe bak! Ekinleri ilaçlayan bir uçak geziniyor ama tarlada ekin yok."
1950'lerde Lacan için nesne, öznelerarası teşhis oyunundaki 'risk' rolüne indirgenirken (bir nesneyi arzulamak, bu nesnede hak iddia eden ötekinin arzusunu arzulamanın bir yoludur, vs.), daha sonraki dönemde Lacan için nesne, öznenin başka bir öznede aradığı şey -özneye itibarını kazandıran şey-haline gelir.
Sayfa 273Kitabı okudu
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.