Lacivert Dergi 109. sayısında “Türk Solu” dosyasıyla raflarda yerini alıyor.
“Avrupa” dosyasında Ahmet Demirhan ile “Türk solunda Amerikancılık damarı var” başlığıyla Türkiye’deki solun çelişkili hâllerini ve topluma yabancılığı gibi pek çok konuyu konuştuğumuz bir röportaj yer alıyor. Bir diğer söyleşi ise çelişkili bulduğu Türk soluna dair görüşlerini aktaran Aytekin Yılmaz ile gerçekleştirdiğimiz “Avrupa gitgide daha esmer bir hale gelecek” isim bir röportaj oluyor. Ayrıca dosyada Ulvi Alacakaptan ile sol bir çevrede tiyatro yaptığı zamanlardan İslam ile tanıştığı günlere, Türkiye’de solun dün ve bugünkü sorunlarını “Karl Marx Müslümanlığı bilseydi ondan çok şey alırdı” başlığıyla tartıştığımız bir röportaj yer alıyor.
Dosyada Hilmi Demir “Solun Dine Açıl(ama)masının hayal kırıklığı” başlığıyla Sol kesimin dinle oynamasını ve dini mühendisliği ile ilgilenmelerini ele alıyor. Birol Biçer “Solun başı sağ olsun” başlığıyla Türkiye’deki solcuların toplumun meseleleriyle ilgilenmemelerinden bahsediyor. Barış Ertem “Erken Cumhuriyet döneminde ‘Sol-Kemalist’ bir hareket: Kadro ve kadrocular” başlığıyla kadrocuların Kemalist düşünce-sosyalizm sentezli, otoriter ve özgün bir “Sol-Kemalist” devrim ideolojisi geliştirmek üzerine olan çabasını ele alıyor. Cengiz Alğan “Türk solu ışıklar içinde” başlığıyla Türk solunun Fransız tipi militan laiklikten devşirilen çarpık laiklik anlayışını ve Müslüman düşmanlığını anlattığı bir yazı kaleme alıyor. Bercan Tutar “Batı emperyalizminin yeni ideolojik aparatı ‘yeni sol’ ” başlığıyla yeni solun temel görevlerini anlatıyor. İsmihan Şimşek “Benim ninem de başörtülüydü, benim dedem de hacıydı” isimli yazısında dini kendi olarak değil de egemen güçlerin halkı uyutmak için en büyük silahı olarak gören solun ezberlerinden sıyrılarak yeni bir din- sol ilişkisi inşası başlatması gerektiğini anlatıyor. Göksan Göktaş “En asi müziği bile evcilleştiren sistem ya da ah yalan dünya!” isimli yazıda 68 gençlik hareketiyle rock müziği eşitsizlik ve sınıflaşma gibi her türlü sistem sorununa karşı bir duruş sergilerken 80’lerle birlikte bu çizgiden ayrılmasını anlatıyor.
Dosyanın diğer makaleleri ise Muhammet Bakır Köse’nin “Türk solunda yerlilik arayışı: Hikmet Kıvılcımlı” Serdar Arslan’ın “Değişmeyen taşra görünümleri: Sinemada halkın adı yok” Eda Dikmen’in “Solcu Görünmek isteyenlere garantili tüyolar” ve Sena Subaşı “Türk solunun hastalıkları” isimli yazıları oluyor.
Hayat bilgisi bölümünde Saliha Erdim “İnsan ne zaman kendisi ile savaşa girer?” başlığıyla Başkalarından ziyade öncelikle bizim kendimize inanmamız gerektiğini anlatıyor. 3 Soru 3 Cevap’a bu ay “Bir ideali animasyonla yaymak” diyen Merve Çirişoğlu konuk oluyor. Ahmet Özhan’ın “ Kızıl Goncalar dizisine dair ‘Emin misin Hacı Abi?’ ” ve Enis Doko’nun “Harari’nin insan hakları kurgudur iddiası hakkında” yazılarının yer aldığı bu sayıda Gıkı Çıkan Adamlar bölümünde Mehmet Dinç “Erkeğin konumu zarar gördü, kadınınki de ciddi anlamda zorda” başlığıyla sorularımızı yanıtlıyor. Düşünce Atlası’nda bu ay “Lütfü Doğan Hoca’nın bulunduğu ortam ilim meclisine dönüştürdü” başlığıyla Mehmet Görmez Lütfü Doğan’ı anlatıyor.
