Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Lidyalılar: Mythos'tan Logos'a

Muzaffer Demir

Lidyalılar: Mythos'tan Logos'a Gönderileri

Lidyalılar: Mythos'tan Logos'a kitaplarını, Lidyalılar: Mythos'tan Logos'a sözleri ve alıntılarını, Lidyalılar: Mythos'tan Logos'a yazarlarını, Lidyalılar: Mythos'tan Logos'a yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
MÖ 547
İki ordu Sardeis kentinin önünde uzanan o uçsuz bucaksız ve çıplak ovada karşılaştı. Pers hükümdarı Kyros, savaş düzenine geçmiş olan Lidyalıları görünce, bunların atlılarından ürktü. Yiyecek vs. taşıyan develeri biraraya toplattı, süvari askerlerini bindirtti; develeri Kroisos'un atlılarının üzerine sürdü, ordunun geri kalanı bu develerin arkasındaydı. Lidyalılar usta biniciydiler. İlginçtir ama develer başarılı olmuş, Lidyalıların atlı birliklerini ürkütüp kargaşaya yol açmıştır. Buna rağmen Lidyalılar soğukkanlı bir şekilde attan inip piyade savaşı yapmış, ancak sonunda kale duvarının arkasına geri çekilmişlerdir.
Sayfa 261Kitabı okudu
Herodotos'a göre Lidyalılar altın ve gümüş sikkelerin takdimini yapan ve perakende olarak mallar satan ilk halktı. Hoplitai teçhizatı ile donatılmış paralı askerlere ödeme yapmada zorlanılması, altın ve gümüş karışımı elektron'dan ilk sikkenin basılmasına sebep olmuş olabilir ve bunun Gyges'in tiranlık dönemine tekabül ettiği söylenebilir.
Sayfa 192Kitabı okudu
Reklam
Gyges'in Tahtı Ele Geçirmesi
Lidyalılar: Mythos'tan Logos'a
Lidyalılar: Mythos'tan Logos'a
Lidya kralını öldürüp, kraliçeyle evlenen Gyges'in hikâyesinin farklı versiyonları bulunmaktadır. Herodotos versiyonunda Gyges'in seçim yolu olmadığı söylenir. Kral Kandaules, karısının güzelliğine inanmadığını düşündüğü Gyges'e, odalarında saklanıp, geceleyin gizlice bakmasını önerir. Gyges başta kabul etmez ama sonunda kralı reddedemez. Gece görüp gizlice çıkarken kraliçe onu görür, kendisine iki seçenek sunar: "Ya kralı öldür, beni karın olarak al; yahut kelleni ver." Zira Lidya'da çıplaklık tabuydu. Ve Gyges kralı öldürür, kendi kral olur, kraliçeyle evlenir. Burada Gyges daha masum gösterilir. Ksanthos-Nikolaos versiyonunda ise Gyges, kralla evlenmesi için Toudou'yu (Nysia) getiren kişidir. Ancak yolda etkilenip ona sahip olmaya kalkar. Gyges bunu başaramaz, geldiğinde kralın haberi olur, kral Gyges'i öldürmeye karar verir. Bunu duyan hizmetçi haberi yetiştirince Gyges ya kralı öldürecek, yahut kendi ölecektir. Kralı öldürmeyi seçer, kraliçeyle de evlenir. Burada Gyges daha suçlu gösterilir. İlk versiyonda Gyges'i aklama, onun yönetimini tasdik etme ve Kandaules'i kötüleme vardır. Herodot tarafından yazılmıştır, ancak çelişkilidir: Kraliçe yatağa neden çıplak giriyor? Çiğnenen tabudan sonra kraliçe neden kendisini görenle evleniyor? (MS V. yy'da yaşayan Myralı Nikolaos Sophistes eleştirisi). Bu hikâye üzerine birçok drama eserler de yazılmış, resimler çizilmiştir. Hatta Platon'un metninde, Gyges bir süre görünmezlik veren bir yüzükle kraliçeyi ziyaret etmiştir.
Aşkı, cinselliği, doğurganlığı ve bereketi simgeleyen Ana Tanrıça'nın sembolü olan örtülü tapınak kadınları, sevgililerini tanımadıkları erkekler arasından seçer ve onlarla sevişerek Ana Tanrıça'ya saygılarını sunarlar. Seçilen erkekler, tanrıların elçileri olarak kabul edilir; getirdikleri armağanları mabede adak olarak verirler. Cinsel ilişki kutsal sayılır; tapınaktakilere "kutsal kadınlar" denir, Akad dilinde qadishtu (günahtan arınmış), Sümer dilinde nu-nig (lekesiz) diye anılırlar.
Sayfa 148Kitabı okudu
Özetlemek gerekirse, elimizdeki deliller Hellenlerin isim babası olduğu Herakles'in Anadolu tanrısı Sandon ile aynı özelliklere sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Sandon, Gılgamış gibi insani yönüyle karmaşaya karşı savaşan gezgin bir kahraman ve diğer taraftan, ilahi yönüyle Güneş, fırtına, (ölme ve dirilme özelliği ile) bereket ve (düşmana karşı ölüm ve terör getiren) savaş tanrısıdır.
Sayfa 131Kitabı okudu
Etrüskler - Anadolu'dan İtalya'ya
Ferrara Üniversitesi'nden Guido Barbujani liderliğinde bir takım bilim adamı 2004 yılında, İtalya boyunca Etrüsk yerleşim yerlerindeki gömülerden 30 bireyin mitokondriyal DNA'larını çıkarmıştır. Ayrıca Toskana'nın bu kültürle bağlantılı olarak iyi tanımlanmış üç bölgesinden 322 kişinin mtDNA'sının sıralı varyasyonları, 55 Batı Avrasya (Türkiye, Güney Balkanlar, Lemnos, Sicilya vs.) örnekleriyle karşılaştırılmıştır. Etruria'nın eski Etrüsk bölgesinin bir kısmını kapsayan tüm Toskana eyaletinde Avrupa'da başka bir yerde bulunmayan ve sadece Yakın Doğu halklarıyla paylaşılan 11 küçük mitokondriyal DNA soy bağlantısı tespit edilmiştir. Ayrıca eski ve küçük bir Etrüsk kasabası olan Murlo'nun sakinleri, en çok Filistin, Suriye ve Anadolu halklarına benzemektedir. Özellikle Murlo'daki bir genetik değişken, sadece Türkiye'deki halkın özelliğini taşımaktadır.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Etrüsklerin Lidya kökenli olduklarını farz edenlerin dayanak noktalarından birisi de Kuzey İtalya'da Erken Demir Çağı (MÖ 1100-700) Villanova kültürünün ölülerini yakarak (kremasyon) gömmüş olmaları ve Etrüsklerin sahneye çıkmasından itibaren ölü gömmenin (inhümasyon) daha da yaygın hâle gelmesidir. Böylece gelenekleri değiştiren dış unsurun Lidyalılar olabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Sayfa 111Kitabı okudu
Lidya - Etrüsk - İtalya
Augustus dönemi yazarlarından Appianos ve Tacitus, Etrüsklerin Lidya kökenli olduğuna dair bilgiler sunmuştur. Appianos, Kartaca zaferi sonrasında Roma'da gerçekleşen bir zafer şölenini tarif etmiştir: "Mor tünikler giyen Liktor'lar, aynı zamanda müzisyen ve kavalcılardan oluşan, kemerler ve altın taçlar giyen bir koro, Etrüsk geçit törenini taklit ederek generalin önünde ilerledi. Kendilerini Lydoi olarak adlandırmaktaydılar. Çünkü Etrüskler benim düşünceme göre bir Lidya kolonisi idi."
Adana Derebeyi Azitawadda
"Ben Fırtına Tanrısı'nın (Tarhunza, Ba'al) hizmetçisi, Danunalar hükümdarı Awarikus'un desteklediği Azitawadda'yım. Fırtına Tanrısı, beni Danunalara baba ve anne yaptı, onlara yaşam verdim. Adana Ovası topraklarını güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar genişlettim... Benim günlerimde bolluk ve bereket, iyi yaşam, barış içinde yerleşmiş bir Danuna ve Adana Ovası vardı. Ben bu müstahkem kenti kurdum ve ona Azatiwataya adını verdim."
Aphrodit, Derketo'ya kızar ve onun kendisine tapan yakışıklı bir gence âşık olmasını sağlar. Derketo, kendisini aşığına teslim ettikten sonra bir kızı olur. Daha sonra işlediği bu günahtan utanç duyan Derketo, genci öldürür; çocuğunu çölde bırakır, kendi de göle atlar. Başı kadın kalırken, vücudu balık biçimini alır. Suriyeliler bu sebeple bu hayvanı yemezler ve balıklarını tanrı olarak onurlandırırlar. Daha sonra Derketo'nun kızı, çoban tarafından bulunup büyütülmüş ve Asur kraliçesi Semiramis olmuştur.
Reklam
Mythos'tan Logos'a
Miken/Aka döneminin Hellen Uygarlığı, Karanlık Çağların içinden çıkarak İyonya'da bilimsel ve kültürel bir aydınlanma dönemine girmiştir. Homeros'un dünyasında yıldırım, fırtına ve deprem gibi doğada meydana gelen olaylar tanrıların işi olarak görülmekte ve bunlar mythos'larla (kutsal anlatım) nesilden nesile sözlü olarak aktarılmaktaydı. Yeni İyonya Dünyası'nın Thales, Anaksimandros, Anaksimenes ve Pythagoras gibi doğa felsefecileri ise artık doğadaki olayları akıl yoluyla açıklamaya çalıştılar. Varlıkların maddi özünü (arkhe'sini), var olma ve yok olma metodunu araştırmakla kalmayıp, onların rasyonel birliğine vurgu yaptılar ve bu doğrultuda mythos'ları reddettiler.
Şehir Kuran Kahin Kral Moksos
Hellence Moksos (mopsos), özellikle Lidya ve Frigya'ya özgü bir isimdir. Moksos'un Lidya'da askeri faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Moksos cesur, adil, savaşçı ve popüler birisidir. Aynı zamanda bir kehanet ocağı bulunmaktadır. Lidya'da nefret edilen tiran Meles'i tahtından etmiş ve Lidya halkı tanrılara adaklar adayarak ona şükranlarını bildirmiştir. Krabos kentini ele geçirdikten sonra kent halkı tanrılara karşı geldiğinde onları bir gölde boğdurtmuştur.