Bazen kendini havaalanında unutulmuş bir valiz gibi hissediyordu. İçi, hiç kimsenin dışından baktığında göremediği süprizlerle dolu bir valiz gibiydi. İçinde hayatın tüm öyküsünü saklayan ama onu kapalı tutan kilidi açması için sahibi bulunmazsa, kimsenin dikkatini çekmeyecek olan bir valiz. O kendisi hem valizdi hem de valizin sahibi. Yeniden karanlıktan aydınlığa çıkabilmeleri için o ikisinin arasında bağlantı kurmak zorundaydı.
İnsan hiçbir zaman sandığı kadar yalnız değildir. Yanımızdaki tek arkadaş kendi düşüncelerimiz olduğu zaman bile; çünkü düşünce, başkalarıyla giriştiğimiz karşılıklı etkileşimin anısından başka nedir ki?
Yalnızca kendini üzen şeyleri hatırlıyordu, kendisine işkence edenleri, kendini dünyadaki bütün kadınların ve anaların hepsinden daha üzgün hissetmesine neden olan şeyleri.
''acı hakkında düşünülmediği zaman geçer''miş ama :p
Bazen kendini havaalanında unutulmuş bir valiz gibi hissediyordu. İçi, hiç kimsenin dışından baktığında göremediği sürprizlerle dolu bir valiz gibiydi. İçinde hayatın tüm öyküsünü saklayan ama onu kapalı tutan kilidi açması için sahibi bulunmazsa, kimsenin dikkatini çekmeyecek bir valiz. O kendisi hem valizdi hem de valizin sahibi.
Bunların hepsinin en iyi yani da, eğer içinde onca acı biriktirmiş, onca sıkıntı yaşamış olan Lupita şifa bulup her şeyle bağlantı kurabildiyse, Meksika'da bunu yapabilir demekti.
Lupita Ütü Yapmayı Seviyordu,çok severek okuduğum özgün bir yapıt.Lupita bir kadının yaşayabileceği neredeyse tüm travmalardan nasibini almış yaralı bir yürek.Ütü yaparak,çamaşır yıkayarak kendini arındırmaya,acılarını unutmaya çalışır.Başa çıkmaya çalıştığı çeşitliliği bağımlılıkları vardır.Polis olan Lupita, bir gün gizemli bir cinayete şahit olur ve hayatı değişir.Gizemin peşine düşer ama onun da peşine düşenler vardır.Yazar eserinde hem güçlü olmaya çalışan,dikbaşlı Lupita'nın içine düştüğü olaylar zincirini anlatırken hem de devrime ihanet eden yöneticileri,kapitalistlere peşkeş çekilen Meksika'yı,kan döken çeteleri,uyuşturucu tüccarlarını anlatmış.Saklanmak için yerlilerin arasında yaşayan Luipta'nın aydınlanma yolculuğunu da okuyoruz aynı zamanda. Ritüeller ve efsanelerle süslenmiş metni çok sevdim.Cok akıcı ve güzel buldum. Latin edebiyatını sonsuza kadar okuyabilirim.
"Toprağın karanlığından hayat fışkırdığını bilmek hoşuna gidiyordu.İnsan toprağın içinde neler olup bittiğini ilk bakışta göremiyor olsa da filizlenen,açılan,büyüyen,bizlerin bir parçası olacak tohumlar vardı orada. Görünmeyen ama var olan şeyler vardı."