Lyon'da Düğün
Stefan ZweigLyon'da Düğün Yorumları ve İncelemeleri
Lyon'da Düğün yorumları ve incelemelerini, Lyon'da Düğün kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Lyon'da Düğün puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Herkese merhabalarr. (Bu yorumu ikinci kez yazıyorum. Az önce bir hatam sonucu hepsi silindi ) Kalemini, kitaplarını çok beğendiğim ve büyük zevkle okuduğum yazarın eserlerinden birinin daha yorumu sizlerle. Kitapta birbirinden etkileyici üç öykü var. Bunlar:
-Lyon’da Düğün
-İki Yalnız İnsan
-Wondrak
Kısa kısa içeriklerinden bahsedeyim. Birincisinde Fransız Devrimi sırasında o kadar zulüm ve acıya rağmen devam eden ve o zor zamanlara rağmen hayallerine kavuşan bir çiftin ölüme yürümesi anlatılıyor. Sonu çok etkileyiciydi gerçekten bir süre üstünde düşünmeme neden oldu.
İkincisinde de isminden anladığınız üzere aksadığı için yıllardır geride kalan, dışlanan, önemsenmeyen bir adamın ve çirkin olduğu için (bana göre çirkin insan yoktur fakat kitapta böyle geçiyor) sürekli hor görülen, istenmeyen bir kadının karşılaşması anlatılıyor.
Üçüncüsünde de Bohemya’nın küçük bir kentinde doğuştan burnu olmayan bir kadının insanlar tarafından sürekli alaya uğraması ve bu kadının bir tecavüz sonucu doğurduğu çocuğu ile hayata tutunuşunu anlatıyor. Ve Birinci Dünya Savaşı’nın hayatlarındaki etkisi nasıl olmuş bunu aktarmaya çalışmış Zweig. Bu yazarın savaş karşıtı yapıtlarından biriymiş.
Hepsi birbirinden kıymetli, anlamlı ve gerçekten kendimizce ders çıkarmamız gereken öyküler. Okumanızı tavsiye ederim 
Stefan Zweig
Lyon'da Düğün
Kitap üç kısa öyküden oluşuyor. Birinci öykü aynı zamanda kitaba da ismini veriyor. Fransa'nın yaşadığı iç çatışmalar döneminde bir cezaevinde, idam edilmelerinden bir gün önce cezaevinde buluşan iki sevgilinin ya da nişanlının trajik ölüme yürüyüş öyküsünü okuyorsunuz içiniz burkularak... İkinci öyküde dış görünüşleri sebebiyle dışlanmış iki insanın ortak acıları üzerine kısa bir kesit okuyorsunuz. Üçüncü ve kitaptaki en uzun öyküde ise hilkat garibesi bir kadını ve onu hayata bağlayan tek ve biricik oğlunun öyküsünü okuyorsunuz. Askere alınmak üzere olan ve savaşa gönderilecek olan oğlunu koruma içgüdüsü ile saklamaya çalışan bu çaresiz annenin çabaları ve dokunaklı kaderi ile karşılaşıyosunuz... Üç öyküde de insanı üzen, hatta zaman zaman geren bir hava hakim. Kısa bir Zweig kitabı yine. Ama insanı oradan oraya savuran duygularla yüklü... Stefan Zweig 
Lyon'da Düğün
Öncelikle inceleme yazmadan önce zweig in bu kitabının diğer bazı kitaplari gibi neden daha az begenildigini anlayabiliyorum. Şöyle ki;
Zweig bazen bir hikaye anlatmak istemiş ve bize olağanüstü bir gece, mecburiyet, korku vs gibi harika olaylar anlatan kitaplar bırakmıştır. Bu kitaplar nispeten daha fazla beğenilip, daha yüksek puanlamalara sahip. Ama bazen de zweig bir olayı anlatmaktan ziyade tamamıyla bir duygu, bir insan psikolojisini anlatmak istediği kitaplar yazmak istemiş. Bu tarz kitaplar okurken olaya odaklanmamaniz gerekiyor, zira anlatılan olaylar bir yere varmayabilir hatta olayın sonu bile olmayabilir. Böyle kitaplarda yapmanız gereken yazarın kitapta anlattığı karakterle empati kurup, yazarın, o karakterin içinde bulunduğu ruh halini iyi yansıtıp yansıtamadığına bakmanız gerekiyor. Çünkü bu gerçekten çok zor bir iştir. mesela 
Franz Kafka bir kitabında, bir sabah uyanınca böceğe dönüşmüş bir insanı öyle güzel anlatmıştı ki, biraz daha kendimi kaptırsam ben bile kendimi böcek sanabilirdim. İşte zweig da aslında bu tarz kitaplar yazmayı seviyor.
Bu kitap ise bunun en iyi örneklerinden bana göre. Özellikle kitapta anlatılan son hikayedeki annenin yaşadıklarını yüreğimde hissettim, bi noktadan sonra ben o kadın olmuştum sanki. Zweig işte böylesine büyük bir yazar.
