Gel, ey kirpikleri birbirine kavuşturan gece,
Perde ol günün merhametli gözlerine,
Yırt, at o kanlı, görünmez ellerinle
Uykularımı kaçıran o büyük anlaşmayı!
Sen de gel, ey karanlık gece,
Cehennemin en koyu dumanına bürün ki,
Keskin hançerimle açtığım yara görünmesin;
Gök de karanlığı aralayıp
Bana 'Dur, Vurma!' demesin.
İnsan kendini harcar boşuna,
Arzusuna erip de mutlu olmazsa.
Daha güvenlidir yok ettiğinin kendinde olması,
Yok etmekle kazandığın kuşkulu bir mutluluksa.
Sevginizi de böyle bileceğin bundan sonra.
İstemekte yürekli
Ama yapmaya gelince, korkak, öyle mi?
Hayatın en değerli mücevherlerine can atacaksınız,
Sonra da kendi gözünüzde bir korkak olarak yaşayacaksınız.
Önce 'isterim' arkasından da 'yapamam' diyeceksiniz.
Çok kötü günler yaşıyoruz,
Bilmeden birden hain oluveriyoruz;
Korktuk mu, çıkan söylentilere inanıveriyoruz,
Oysa neden korktuğumuzu da bilmiyoruz,
Azgın, kudurgan bir deniz ortasında
Ordan oraya sürüklenip duruyoruz.