Bütün bunları birine anlatmak isterdi belki. Ama bulutlar gibi şekil değiştiren,rüzgar gibi dönen bu kavranılmaz, tutulmaz huzursuzluğu nasıl anlatmalıydı?
“Tuttuğunuz yolu bırakmayın! Ayak direyin! Size izin verilecek alışılmış, basmakalıp yöntemleri, ancak bir iki deneyime dayanan üstünkörü, gelişigüzel öğütleri dinlemeyin!”
Bir erkek , en azından özgürdür.
Tutkudan tutkuyla, ülkeden ülkeye dolaşabilir, engelleri aşabilier, en erişimez mutluluklara ulaşabilir.
Bir kadın ise hep yasaklara sınırlıdır.
Yine mi ödev? Her şey ödev konusu ! Bıktım artık bu kelimelerden ! Kişinin ödevi yüce olanı sezmelektir.Bir toplumun kurallarını körü körüne bağlanmak değildir. Bovary ; kişi biraz olsun toplumun görüşlerini ve ahlak kurallarına boyun eğmelidir.
Ona göre aşk birdenbire, büyük gürültülerle, ışıklarla, şimşeklerle gelirdi herhalde(...) Bilmiyordu ki oluklar kapalı oldu mu yağmur suları damlarda göllenirdi.