Her kokunun kendine göre bir hararet derecesi ve hatta kıyafeti olduğuna hükmettiğim çoktur.
Kimi parfön bir vücudu soyundurur, kimisi örtüp
gizler, kimisi kürklere bürünmüş, kimisi yaz yağmuru yemiş,
kimisi de güneş banyosundan çıkmış gibidir.
Pek sıhhatte, pek sevimli olmak şartıyla insan yavruları, ancak kedi yavruları kadar güzel sayılabilir. Dilimizde yeni doğmuş kedilerin ayrı bir ismi olmamasına üzülürüm. Köpek yavrusunun "enik" gibi hususi bir adı var da niçin kedininki yok? Belki de vardır, zamanla unutulmuştur.
Ben ağlamış suratlı ne insan, ne mevsim, ne manzara severim. Hem sonbahar hiç de şairlerin gördüğü gibi derdi ve dermansız, benzi uçuk ve ciğeri iltihaplı, elem ve ölüm düşündürücü değildir. Bilakis her mevsimden fazla gösterişli, şaşaalı, sıhhatte ve iştah açıcıdır; daha doğrusu kızıl elma yanaklı, kırmızı biber dudaklı, sert ayva göğüslü, diri kestane etli ve kara üzüm gözleri
Allah'tan pırıl pırıl, kasımpatı saçları fıtretten
bukle bukle, sağlam, dinç bir güzelliktedir.
Keşke bir kadın, sevgilisinin veya çocuğunun hasretiyle döktüğü gözyaşlarını bir demet haline getirebilse, bu elem çiçeklerini toplayabilseydi: Aşkının şüphe götürmez delillerini, ispatlarını saklaya bilmiş olurdu ve bir cihan harbinden sonra dünya mezarlıkları onlardan örülmüş çelenklerle baştan başa örtülür, harp meydanlarında dökülen kanlar, dökülen gözyaşlarının mor menekşelerine bürünürdü!
Bazı kusursuz güzeller vardır ki, talihsiz olduklarından, bütün ömürlerince yüzleri gülmez;
nasipleri yoksulluk ve ihmaldir; daha az layıkları ikbale, refaha ererler; dağ iken bağ, cadı iken cadde veya peri olurlar; kapı eşiğinde sürünürken baş köşede yer bulurlar; umulmadık bir saadet güneşi başlarına doğar, altlarındaki katı ot minder yumuşacık kuştüyü ile dolar.
Fikrimce güzel kokuların yalnız kokusu değil rengi de vardır; parfön şişelerinden ve onları sürünmüş tenlerden rayiha ile beraber renk de dağılır.
Ben kokuların renklerini de koklarım.
İnsan duygu bakımından, hele duyduklarından kâm almak hususunda, hakikaten eksik yaratılmıştır; bu sebeptendir ki dünya güzelliklerine doymadan, duygusuzluk âlemine göçmekteyiz.
Âşıksanız, aşk hoş şeydir; aşktan kurtuldunuzsa, boş şeydir; âşık olmadınızsa, yazıktır; olup atlattınızsa, geçmiş olsun! Hâlâ âşıksanız, şifalar dilerim.
Görüyorsunuz a, Aşk, hafif bir soğuk algınlığı gibi kolayca geçiştirilebilecek; ne serum, ne aşı, ne hastane, ne ameliyat!
Keşke... Zaten "Sevdiğiniz tarafından sevildikçe seviniz, sevilmediğinizi görünce sevmekten vazgeçiniz" düsturuna riayet mümkün olabilseydi aşk uğrundaki faciaların yekûnu ne kadar azalırdı!
Bahar havasına güven olmaz. Deniz ve kadın gibi!
Günlük güneşlik içinde yola çıkarsınız.
Derken gök kararır, billur ışıklar barut rengi bağlar, dağları duman sarar, kırları sis kaplar.