Bütün köpekleri Maltepe’nin
Bütün kedileri ve ben
Yürüyeceğiz üstüne yakında İst.
Bekle o günü
Bizim bura insanı
Silebilmiş değil daha gözümdeki uykuyu
İnatla koruyor urbasındaki
Nakışa benziyor diye
Köyden kalma, uyuşuk lekeyi
‘Dizi’ dininde TV’nin
Uysal, ezber ediyor aksatmadan
Yalan dersini
Ve fal bakıyor boyuna
Kahve, bakla, İskambil, ne bulursa
Kedi kardeşlerim ama
Huzursuz, kızgın
Bıkmış sürünmekten sersefil sokaklarda
Köpek kardeşlerim öfkeli
Ben zaten ezelden…
Kaynamaya başladı su, yakındır
Taşacağız üstüne İst
Kork bizden
Yahya Kemal Beyatlı
“İnsan bir kez geliyor şu acılar tatlılarla dolu, ama acısı tatlısını bastırsa bile, yine de vazgeçemediğimiz dünyaysa. Nedir şu kısacık ömrümüzde istediğimiz? Mutlu olmak: Yani sağımızda, solumuzda, çevremizde, yöremizde; yan yana, dirsek dirseğe yaşadığımız konumuz - komşumuz, yakınımız; düşünüşü, inanışı, huyu suyu meşrebiyle yakınımız uzağımız insanlarla birlikte horlanıp küçülmeden ; aşağılanıp sömürülmeden, hakkımız, hukukumuz çiğnenmeden, çiğnetilmeden insan gibi yaşamak ve yaşatmak.”
Vedat Günyol
Taş duvar, demir karyola ve yerlerde sayısız izmaritler.
Helanın pis kokusu, rutubetli, sıkıntılı, nikotinli,
İnsanı serseme çeviren kurşun gibi ağır bir hava,
Duvarlar sanki soğuk dalgaları imal ediyor.
İstediğiniz kadar üzerinize kalın şeyler giyinin,
Oligarşinin hücresinde soğuğu yenmek imkansız.
Ranzanın karşısında kafesli demir kapı,
Gönlümde yazdığım bu son ağıta
Nazire yaparak coşan dalgalar!
Hastası olup da geç vakit hekim
Arayanlar gibi koşan dalgalar!
Sizin de elbette var ki bir sızınız,
Bundan mı geliyor korkunç hızınız?
Beni de beraber alır mısınız
Güneş altın denizden alçalıyor;
Nice kayserlerin donanmaları
Uçurum ufka durmadan dalıyor.
Gökte milyonla gizli tellerden
Gene milyonla gizli parmaklar,
Son hazin marşı durmadan çalıyor.
Artık enginleşince mavi sükun,
Artıyor gökyüzünde yıldızlar...
Gece gittikçe başka hal alıyor.
Suyu ürpertiyor çıkan rüzgar.
Şimdi sahil boyunca Maltepe'yi
Köpüren mavi dalgalar yalıyor.
Kanmadık gayş eden bu maviliğe
Ne yazık!Geçmek üzredir bu gece;
Ey gönül fecre az zaman kalıyor!
Yahya Kemal Beyatlı
Bilmem doğru, bilmem yalan,
Yarısı peri, yarısı yılan
Bir ejderha bekliyormuş
Bizans hazinelerini
Büyük Dragos Orhantepe’de
Pelekanon Savaşında
Türklerin eline geçince buraları,
Peribaşlı ejderhanın
Rastlamamışlar izine.
Aramışlar, taramışlar,
Ne mal bulmuşlar, ne hazine.
Gene de Maltepe demişler adına…
Çevresindeki ürünlerin
Doyamamışlar tadına.
“Biz de ekip biçelim” demişler.
Dragos Çayından, Bülbül Deresinden
Suya kanmış bağ, bahçe, bostan.
Bereketli topraklar bire bin vermiş,
Ekip dikenler muradına ermiş,
İsterse hazine çıkmasın Dragos’tan…