Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Marco Polo'nun Geziler Kitabı

Marco Polo

Marco Polo'nun Geziler Kitabı Gönderileri

Marco Polo'nun Geziler Kitabı kitaplarını, Marco Polo'nun Geziler Kitabı sözleri ve alıntılarını, Marco Polo'nun Geziler Kitabı yazarlarını, Marco Polo'nun Geziler Kitabı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiçbir hayat kadını (gizli olanlar dışında) şehirde yaşamaya cüret etmez, erkeklere para karşılığı hizmet veren yirmi beş binden fazla kadın dış mahallelerde yaşar; bu kadınlara saraya sürekli olarak gidip gelen çok sayıda tüccarla diğer yabancılardan dolayı ihtiyaç vardır.
Sayfa 177 - Alfa Yayınları
Salonun veya Büyük Han'ın bulunduğu her yerin kapılarında, kapının iki yanında dev gibi iki adam durur ve ellerinde birer sopa vardır; bunun nedeni, insanların kapı eşiğine dokunmasının yasak olmasıdır, kapıdan geçerken ayak eşiğin ötesine atılır. Eğer birileri yanlışlıkla eşiğe dokunursa bu muhafızlar onun giysilerini alırlar ve suçlu bu giysileri ancak para karşılığı geri alabilir, giysilerini almazlarsa da yetkileri dahilinde ona gerektiği kadar sopa atarlar. Ama yabancılar bu yasağın farkında olmayabildiği için bazı ileri gelenler onlara bu gelenekleri tanıtmakla ve onları uyarmakla görevlidir; bu önlemlerin nedeni, eşiğe dokunmanın uğursuzluk sayılmasıdır.
Sayfa 164 - Alfa Yayınları
Reklam
Ksandu şehrinde insan yemek
Bir de şöyle bir korkunç ve hayvani adetleri vardır: birileri ölüm cezasına çarptırıldığı zaman onu alıp, pişirip yerler. Ama doğal bir şekilde ölenleri yemezler.
Sayfa 129 - Alfa Yayınları
En azından dürüstler :D
Üst sınıf kadınların, saçları dışında hiç tüyü yoktur, beyaz tenli ve çok güzeldirler, vücutları şekillidir, çok şehvetlidirler. Erkekler kadınlarla beraber olmaktan büyük zevk alır çünkü geleneklerine ve yasalarına göre, geçimlerini sağladıkları sürece istedikleri kadar çok karıları olabilir. Yoksul bir kadın güzel ise, zenginler güzelliğinden dolayı onunla evlenmek isterler ve onu elde etmek için annesiyle akrabalarına birçok armağan verirler, çünkü değer verdikleri tek şey güzelliktir.
Sayfa 122 - Alfa Yayınları
Moğollardan ilginç gelenek
İki insandan birinin bir oğlu olduysa ve üç yıl veya daha uzun zaman önce öldüyse ve diğerinin bir kızı olduysa ve o da öldüyse, ölü kızı ölü oğlanla evlendirirler; sonra da kâğıtların üzerine hizmetkâr rolünde insanlar, atlar ve başka hayvanlar, her tür giysi, paralar ve çeşitli türden mobilyaların resmini çizdirirler bir de evlilik ve başlık parası için bir sözleşme yapılır bütün bunlar bir arada yakılır ve yükselen duman yoluyla öte dünyadaki çocuklarına ulaştıklarına ve onların orada karı-koca olduğuna inanırlar. Ölü çocukların anne babaları, çocukları yaşıyormuş ve nikâhları gerçekten kıyılmış gibi, aralarında akrabalık kurulduğuna inanırlar.
Sayfa 118 - Alfa Yayınları
Moğollarda adalet
Birileri ölüm cezası gerektirmeyen küçük bir hırsızlıkta bulunursa, çaldığı şeyin değeri ve işlediği suçun şartları doğrultusunda sopayla yedi veya on yedi veya yirmi yedi veya otuz yedi veya kırk yedi veya yüze kadar artan sayıda sopa darbesi yer; birçok kişi bu cezalandırma sonucu ölür. Biri bir at veya ölmesini gerektiren başka bir şey çalarsa, kılıçla ikiye yarılır; ama hırsız çaldığının değerinin dokuz katını ödeyecek durumdaysa cezadan kaçabilir.
Sayfa 117 - Alfa Yayınları
Reklam
Uçkur düşkünü ve iblis sakallıları postalamamız gereken yer
Din adamlarının dışındakilerin, imkânları doğrultusunda otuza kadar, hatta daha fazla karısı olabiliyor, bazılarının daha az. Kadınlardan başlık parası almazlar, kendileri kadınlara hayvan, köle ve para şeklinde başlık parası öderler. İlk olarak evlenilen kadın daima en önemli konumda bulunur, koca, karılarından birinin diğerleriyle iyi geçinmediğini veya kendisinin beğenmeyeceği şekilde davrandığını görürse onu kovar. Erkekler kan bağı olan akrabalarını, hatta kayınvalidelerini karılığa kabul ederler.
Sayfa 104 - Alfa Yayınları
Burada bir cinsiyet ayrımcılığı söz konusu :D
Putperest din adamları diğer putperestlere göre kendi ahlak anlayışları doğrultusunda daha namuslu hayatlar sürerler ve sefahat ile başka günahlardan kaçınırlar. Her ne kadar sefahatin büyük bir günah olduğunu düşünmezlerse de, sevişmeye davet eden kadın ise bunun günah olmadığını, ama öneride bulunan erkek ise günah olduğuna inanırlar.
Sayfa 103 - Alfa Yayınları
Gelenek dediğin böyle olmalı–3
Halk çok üzülmüş, ama üç yıl boyunca efendilerinin emrine itaat etmiş; ancak topraklarının eskisi gibi meyve vermediğini ve işlerinde büyük başarısızlıklarla karşılaştıklarını görünce Büyük Han'a elçiler göndermişler ve atalarından onlara miras kalan bu geleneğe uymalarına izin vermesi için ona yakarmışlar, çünkü yabancıları ağırlayıp onlar eğlendirmeyi kestiklerinden beri işleri giderek kötüye gitmiş. Bu talep üzerine Büyük Han şöyle demiş: "Bu utancı ve rezilliği sürdürmeyi bu kadar arzuladığınıza göre, istediğiniz gibi olsun: gidin, kendi geleneklerinize göre yaşayın, kadınlarınız da yolcuların sadakalarını kabul etsin." Elçiler bu cevapla döndüğünde halk büyük mutluluk duymuş.
Sayfa 102 - Alfa Yayınları
Gelenek dediğin böyle olmalı–2
Kadınlar gerçekten çok güzel ve çok şehvetlidir. Kocalarının emrettiği her şeyi yerine getirirler. Ama Mengü Han? bu eyalete hâkim olduğu zaman bu kadar utanç verici geleneklerden haberdar olunca Kamul'un erkeklerine bundan sonra bu ahlaksız adetten vazgeçmelerini, evlerini yabancılara açmamaların ve yolcuların bundan sonra kendilerine özel yerlerde kalmasını emretmiş.
Sayfa 101 - Alfa Yayınları
113 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.