Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Martin Heidegger'le Aşk ve Suç Yaşamım

Gerald Messadié

Martin Heidegger'le Aşk ve Suç Yaşamım Sözleri ve Alıntıları

Martin Heidegger'le Aşk ve Suç Yaşamım sözleri ve alıntılarını, Martin Heidegger'le Aşk ve Suç Yaşamım kitap alıntılarını, Martin Heidegger'le Aşk ve Suç Yaşamım en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat hikayedir. Ve bir insanı sevmek, Onun hikayesini sevmektir. Martin Heidegger
Reklam
- " (…) Dışardakiler bilmiyorlar, insanın hiçbir zaman yaşı olmaz. Başka biri olunur..."
Sayfa 7
Noksanlık şudur: Birbirine ait olanın henüz bir arada olamayışı GÜNAYDINNNNNNNNNNN
Yirmi dört yaşındayım ve bana güzelsin diyorlar ama yine de yalnızım.
"Felsefe öğretiyorum. Bundan zevk alıyorum. Kendim için varım. Bana doğru görünmedikçe baskıları kabul etmem. İnsanlar, artık sadece mal için yaşıyorlar, almaya ve satmaya öylesine alışıyorlar ki kendileri mala dönüşüyor. Her şeyin fiyatını biliyorlar ama hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar. Teknik için varlar, basıyorlar bir düğmeye, neyse o şey, iniyor veya çıkıyor, ileri veya geri gidiyor, aydınlanıyor veya gürültü çıkarıyor, dünyayı büyük bir mekanik sistem gibi görüyorlar, kendileri de bunun küçük mekanik parçalarından başka bir şey değil. Uyumak için bir hap alıyorlar, bağırsaklarını çalıştırmak için bir başka hap, bir diğeri belleği canlandırmak için. Günün birinde insanları dolduran büyük pompalar olacak."
Sayfa 73
Reklam
Dışardakiler bilmiyorlar, insanın hiçbir zaman yaşı olmaz. Başka biri olunur.
Türk halısının ardından Türk lokumu. Hadi bakalım :)
Mark bunlardan rahatsız olmuş görünüyordu. Yatma vakti gelmiş de geçiyor gibi gerindi. Ben pek öyle değildim, bir kavanoz Türk şekerlemesi almaya içeri gittim. İçi fındık fıstık dolu yarısaydam bir çeşit macun, adına lokum diyorlar. Gerçi dişe yapışıyor ama çiğnemesi biraz da müstehcen bir zevk veriyor. Türklerimiz olduğundan beridir lokum Almanya'nın bütün büyük kentlerinde bulunuyor.
Sayfa 22
"18. yüzyılda bir korsan olsaydım ve bir gemiye bordalayıp yağmalayalım deseydim bunu mutlaka heyecan verici bulurdun değil mi?" "Evet." "Çünkü sinema sana soylu korsanlar gösterdi ama banka soymanın da o eski korsanlıktan bir farkı yok. Geçen yüzyılda vahşi batıda olsaydık ve sana komşu sürüyü yağmalayalım deseydim, bunu da heyecan verici bulurdun değil mi?" "Belki biraz daha az." Yeniden gülmeye başladı. "Çünkü 19. yüzyıl Amerikan püritenizmi sığır hırsızlarının 18. yüzyıl korsanlarından daha az soylu olduğunu düşünüyor. Sen Amerikan sinemasının kurbanısın."
Sayfa 116
"Kişi kendine, bir kızla aşk yaptığını çünkü ideal kadını aradığını anlatır, kendine anlatmasıyla birlikte bunu kıza söyler, kız bir havalara girer, buyurgan, egemen ve sahiplenici oluverir, bu da sıkmaya başlar ve sonunda da ona karşı isteğin kalmayınca acı verirsin çünkü sana gösterdiğinden daha aşağı bir konumdadır."
Sayfa 104
Reklam
Sözcükler ölü sinekler gibi. Kağıdın yapışkanına takılınca yaşamları uçuveriyor.
Sayfa 84
"Köleler neden başkaldırmıyordu?" "Kölenin esası bir midesi olması. O dolduğunda mutlu olur. Tiranların dümeni basit: Kölelerin karnını ve belden aşağısını doyurmak" dedi muzip bir gülüşle ve ekledi: "Bayağı bir ruh için hiçbir şey özgürlük kadar ağır değildir."
Sayfa 82
Mark kuşkucu ve hatta kendini beğenmiş bir edayla hafifçe güldü. "İnsanlığın amacı mutluluk değil mi?" diye sordu, sanki yanıttan eminmiş gibi. Mark'ın ağzından ilk kez bu tür genellemeler çıktığını işitiyordum, bunları kim bilir nereden öğrendi diye düşündüm. "İnsanlığın ne olduğunu bilmiyorum Mark" diye karşılık verdi Martin oldukça neşeli bir biçimde. "Ama sonuçta eğer mutluluk yazgınla yetinmekten ibaret olsaydı Neandertal'lerden daha ileride olmazdık bugün. Bu akşam ağzımızda muhtemelen az pişmiş bir parça bizon eti çiğniyor olurduk. Kristof Kolomb Amerika'yı keşfetmemiş ve ortalama yaşam süresi aşağı yukarı kırk yıl kadar olurdu çünkü hiç kimse şu veya bu hastalık için ilaç bulmaya zahmet etmeyecekti." Küçük purosundan derin bir nefes çekti. "İnsanda en ilginç olan şey, onu hep başka bir şey aramaya yönelten şu doyumsuzluğu."
Sayfa 19
"Halk, yani siz ve ben, bayağı değiliz. Bayağı olmak, öykünülecek prototipler dayatılarak ve birtakım ilahlaştırmalarla öğretiliyor. Oysa sahte bu prototipler. O zaman halk sahte olana öykünmeyi öğreniyor. Üstelik öykünmek bütün bayağılıkların doğrudan doğruya kaynağı. Baden-Würtemberg'in veya Saksonya'nın köylüsü bayağı değil çünkü birine öykünmeye ihtiyacı yok. Düşündüklerinin iyi türden şeyler veya moda şeyler olduğunu sananlar şehirlilerdir, işte bu nedenle de hırslı küçük burjuvalar hep yapmacıklı görünür ve Amerikan İngilizcesi doluşmuş berbat bir Almanca konuşurlar."
Sayfa 17
Dışarıdakiler bilmiyorlar ki insanın yaş alması diye bir şey olamaz. Başka biri olunur. Hem ben bu akşam sabahki ben değilim.
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.