Ali Fuat Bilkan, Masal Estetiği’nde insanlık tarihi kadar eski bir konuyla karşımızda: Masal.
Masal, tümüyle kendine ait bir dünya. Zıtların ahenk içinde bir arada olduğu, rüyalar ve mitoslarla karışık... Zaman, zamansızlık; mekân, mekân ötesi. Olağanüstü varlıklar, sihirli eşyalar, ya in ya da cin olan tebaa...
Mevlâna “Masallarda nice hikmetler, nice öğütler vardır” derken masalın eğlence, vakit geçirme, çocukları oyalama gibi özelliklerinden çok daha farklı bir yönüne değiniyor. Zira Şark kültüründe masalın esas yapısını kıssadan hisse çıkarma esprisi oluşturuyor. Cemil Meriç’in de dediği gibi “Avrupa’da masal için önemli olan hikâyenin kendisidir. Oysa Doğu kültüründe masaldan çıkarılacak ders esastır.” Bunun için klasik eserlerimizin birçoğunda dini ve tasavvufi telkin hayvan hikâyeleriyle yapılır. Bu anlamda Mesnevi, Bostan, Gülistan, Marzubanname, Baharistan, Tutiname şark masal geleneğinin birer devamıdır.
“Masal Estetiği”, bu geleneği, beslendiği tüm detaylarıyla ortaya koyan önemli bir eser…