Öne Çıkan Matematik ve Sonsuz kitaplarını, öne çıkan Matematik ve Sonsuz sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Matematik ve Sonsuz yazarlarını, öne çıkan Matematik ve Sonsuz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün düşünüyorum da, ilkokuldayken bu tür soruları kendi kendime neden soramadığımı bulamıyorum. Neyim eksikti. Belki de soru sormak öğretilmemişti bana. Oysa soru sormasını öğrenmek eğitimin en önemli öğesidir. Ne yazık ki öğrenciler okullarda soru sormayı değil yanıt vermeyi öğreniyorlar.
İnsan soyu meraklıdır. İnsan için, gülen hayvan, düşünen hayvan, sanatçı hayvan, aşık olan hayvan, filozof hayvan derler. İnsan için neler denmemiş ki... Ama insan aynı zamanda meraklı hayvandır da. (Aziz Nesin’in dediği gibi, insan için söylenen bütün bu sözlerin tek ortak noktası insanların hayvan olduklarıdır!)
Yarıçapı r olan bir çemberin çevresinin 2 πr, alanının πr2 olduğunu ilkokul öğrencileri bile bilirler. Daha doğrusu bilmeleri gerekir. Öyle söylenmiştir. Öğretmen,
- r yarıçaplı bir çemberin çevresi 2 πr, alanı da πr2’dir, demiştir.
Öğrenciler de,
- Başüstüne örtmenim! demişlerdir.
Ne iyi öğretmen! Ne iyi öğrenciler!
Öğretmen söylüyor, öğrenci inanıyor.
Nerden belli öğretmenin yalan söylemediği? Nerden belli kitapların yalan yazmadığı? Niye öğretmenlere ve kitaplara inanılır? Oysa konu matematik olunca öz babana bile güvenmeyeceksin.
Sanki yukardan, “çemberin çevresi 2 πr, alanı πr2’dir,” diye bir vahiy inmiş...
Bilgi, kutsal kitaplarda yazılıymış gibi sunulmamalı. Özellikle matematik... Matematik, neyin neden doğru olduğunu anlama sanatıdır. Yani kanıtsız matematik olmaz.
Şaşırdım. 6’yı denedim, 7’yi denedim, hep aynı sayıyı buldum. Bu, bana sihirbazlık gibi geldi. Gerçek sihirbazlık... Hilesiz çünkü. Sayılar arasında bu tür ilişkilerin olabileceğini daha önce hiç düşünmemiştim, kimse de söylememişti. Yepyeni bir evrene girmek üzere olduğumu anladım.
Bugün düşünüyorum da, ilkokuldayken bu tür soruları kendi kendime neden soramadığımı bulamıyorum. Neyim eksikti? Belki de soru sormak öğretilmemişti bana. Oysa soru sormasını öğrenmek eğitimin en önemli öğesidir. Ne yazık ki öğrenciler okullarda soru sormayı değil yanıt vermeyi öğreniyorlar.
Matematikte "sonsuz" kavramına açıklık getirilmesinin püf noktası şudur: "Sonlu"nun ne demek olduğunu anlarsak, "sonsuz"un da ne demek olduğunu anlarız, çünkü "sonsuz", "sonlu"nun karşıtıdır, sonlu olmayana sonsuz deriz.
Matematiksel araştırma yapmak çok kolaydır. Çünkü matematikte araştırma yapmak için kendi kendine bir soru sormak ve bu soru üzerinde düşünmek yeterlidir.
Araştırma yapmak, soruya yanıt vermek demek değildir. Araştırma yapmak, soru üzerinde düşünmek, sorunun derinliğini, zorluğunu anlamak, o sorulara benzer sorular sormak demektir.
Delikanlı, yaşıtları gibi denize girmiyor, oyun oynamıyor, geceleri dans etmiyor ve kızlarla ilgilenmiyordu. Dünyadan elini eteğini çekmiş, sürekli yazıp çiziyordu; yazıp çizmekten yorulunca da kitap okuyordu. Delikanlının ne yaptığını merak ettim. Bir gün yanına gidip sordum. Matematik yapıyormuş.
Eğitimin amacı, öğrenciye bilgi aktarmaktan çok, bilgiye ulaşmanın yollarını ve bilimsel yöntemleri öğretmek olmalıdır. Öğrenci ortaöğretimi bitirdiğinde kendi kendine öğrenebilmeli, araştırabilmeli, düşünebilmeli, sorunlara çözüm üretebilmelidir.
Bilgi, kutsal kitaplarda yazılıymış gibi sunulmamalı. Özellikle matematik... Matematik, neyin neden doğru olduğunu anlama sanatıdır. Yani kanıtsız matematik olmaz.
Kesirli sayıları çocuklara anlatmak için olasılık kuramı araç olarak da kullanılabilir. Örneğin sınıfta öğrenciler harıl harıl yazı-tura atabilirler ve böylece “%50” kavramını çok rahat kavrayabilirler, yani 1/2 sayısını kendi kendilerine keşfedebilirler. Ya da zar atarlar ve 1/3, 1/6 gibi kesirli sayılara ulaşırlar. Olasılık kuramını çocuklara anlatmak için ne güzel oyunlar oynanabilir sınıfta.
Sayin Ali ögretmenim
Sizin seminerlerinizde 2+2=4 olmadigini anlatisinizi hic unutmuyorum. Tavsanin kaplumbaga ile giristikleri yarisi. Matematik , kitaplarinizla daha da keyifli. Iyi ki babanizin sözüne uyup Fizikçi olmamışsınız.