Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Matüridiyye Akaidi

Nureddin Es Sabuni

Matüridiyye Akaidi Gönderileri

Matüridiyye Akaidi kitaplarını, Matüridiyye Akaidi sözleri ve alıntılarını, Matüridiyye Akaidi yazarlarını, Matüridiyye Akaidi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dersten kesit
Kelam dersinde şöyle bir pasaj geçiyor kitapta (arapça kısmında) : "Eğer ki derseniz gam, keder, sıkıntı, musibet kişi için içinde bir maslahat taşır o zaman deriz ki kişinin bu halden kurtulması için dua etmesi mefsedettir(yani sıkıntıdan kurtulmayı istemek kişinin zararınadır)"
Matüridiyye Akaidi
Matüridiyye Akaidi
Bulunmasaydı bile mûcizâtın hiçbiri Verirdi sana onun masûm yüzü haberi
Reklam
Şefaat
FASIL Bahis mevzuu edilen mürtekib-i kebire meselesi üzerine diğer bazı konular istinad ettirilir. A) Birincisi: Şefâat meselesidir. Şefâat bize göre vardır, Mu'tezile ise muhalif kalmıştır. Bunun izahına gelince, biz Ehl-i sünnet, Allah taâlânın, vâsıta olmaksızın affetmesini mümkün gördüğümüze göre peygamberlerin ve hayırlı kulların şefâatı ile aftetmesi ise evleviyetle mümkündür. Mu'tezileye göre af mümkün olmadığından şefâatın da bir faidesi yoktur.
Sayfa 170Kitabı okudu
Allah taâlâ, icad edilecek madumun nasıl icad edileceğini bildiği gibi icad edilmiyecek ma'dumun, şayet icad edilecek olsaydı nasıl icad edilebileceğini de bilir. Tıpkı cehennemliklerin, dünyaya döndürülmiyeceklerini bildiği halde şayet dünyaya iade edilecek olsalardı eski küfürlerine avdet edeceklerini şu âyet-i kerimesiyle haber verdiği gibi : «Eğer onlar geri gönderilseler bile yine men'olundukları kötülüklere dönerlerdi. Şüphe yok ki onlar yalancı kimselerdir» 55
Sayfa 160 - 55)6/28Kitabı okudu
Peygamberde Günah Olduğunu İddia Edenlere İmam Matüridi 'nin Cevabı
Ebu Mansur el- Matüridi (ölm. 333/944) zamanında «Ma'asi'l-enbiyâ » ismiyle bir kitap yazılır. Mâtûrîdi bu kitabın yazarı hakkında şu mütalâayı yürütür: <Bu musannif böyle bir kitap yazmakla küfre düşmüştür. Zira bir kitap tasnif etmek dileyen kimse o mevzuda çok şey bulmayı arzu eder.Bu sebeple araştırır, kitabını dolgun hale getirmeye çalışır. Mü'minde ma'siyet bulunmasını arzu eden kimsenin küfründen korkulduğuna göre peygamberde bulunmasını isteyen ve bunun için gayret sarfedip kitap yazanın hali nice olur.»
İlim kadîm ve hâdis olmak üzere iki kısma ayrılır. Kadîm Allah'ın zâtıyla bulunan ilimdir ki yaratılmış olanın bilgisine benzemez. Hâdis ilim ise zarûrî ve iktisabî kısımlarına ayrılır. Zarûrî ilim, Allah Teâlâ'nın, "bilen"in şahsında kendisinin gayreti ve iradesi olmaksızın meydana getirdiği bilgidir. Meselâ kişinin kendi varlığını ve açlık, susuzluk, haz, elem gibi değişik hallerini hissedip kesin bir şekilde bilmesi gibi. Bilginin bu türü bütün canlı yaratıklarda bulunmaktadır. İktisabî ilim Allah'ın, sebeplerine başvurarak kulun kendi gayret ve iradesi yoluyla onda meydana getirdiği bilgidir. İnsanlar için bilgi edinme yolları (esbâb-ı ilim) üçtür: Sağlam duyular, doğru haber ve aklî istidlâl.
Reklam
Üstat Ebû Mansûr el-Mâtürîdî ve ona tâbi olanlar ise şöyle demişlerdir: "Hikmet (fayda taşısın taşımasın) neticesi iyi ve güzel olan şeydir, sefeh de bunun zıddıdır".
Sayfa 123
Bulunmasaydı bile mûcizâtın hiçbiri Verirdi sana onun mâsum yüzü haberi!
Sayfa 105 - Abdullah b. Revâha
'' Ehl-i sünnet şöyle dedi: < İnsanın yediği şey , ister helâl ister haram olsun , onun rızkıdır . > Mu'tezile ise < Haram rızık değildir > demiştir . Bu ihtilaf şundan neş'et etmiştir ki <rızık> kelimesi bize göre canlının kendisiyle beslendiği şeyin adı olmuştur; onlara göre ise sadece meşru' olarak canlının mülkiyetine giren şeydir. "
Sayfa 151 - Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 7.Baskı - Ankara 2000Kitabı okudu
100 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.