"hayatı ne olarak ele aldığımız da mühim esasında.. politikacılar ve eşyalar hayatımızı kolaylaştıracak birer hoş ankesörlü alet-edevat olabilecekken, biz onlardan habire hayatımızı zora sokma abideleri yaratıyoruz.."
"mizahı daha çok, acıları, sorunları, dramları, itelemek, ertelemek veya yok saymak şeklinde kullanıyoruz... bu nedenle de toplum olarak ürettiğimiz mizah, 'tatlı arabesk' olup çıkıyor.. her şeyin suyunu çıkarmak mahareti, giderek bir toplu mizah duygusu biçiminde gelişiyor.. üstesinden gelemediğimiz, başa çıkamadığımız bir hayatı ve onu yaratanları, kendimizce alay ederek, küçük düşürerek iyi olmaya çalışıyoruz.. yanlış teşhis koyuyoruz, yanlış tedavi uyguluyoruz.. aklımız kangren oluyor. üf veya uf oluyoruz"