Ayak takımına karşı hemen kibirli bir tavırla konuşurlar, onları azarlarlardı ama şık görünen, zarif birisini görünce hemen tavırlarını değiştirirlerdi.
“Ferdinand, peki kim seni çağırıyor? Anavatan mı? Bir odadaki bir kâtip! Canı sıkılmış bir bürokrat! Ve üstelik devletin bir adamı cinayet işlemesi için zorlamaya hakkı yoktur, yoktur...”
Zaten insanın kendi iradesine, kendi inançlarına rağmen onlara hizmet ediyor olması değil mi asıl korkunç olan, onların gücündeki dehşet de bu değil mi?
...Göğe baktı ve insanoğlu için kendi yarattığı kanun dışında bir kanun olmadığını, gerçek bağlılık dışında başka hiçbir şeyin insanın hayata bu denli tutunma sebebi olamayacağını fark etti yüklü hisleriyle...