Şüphesiz ki işlenilen günahlar kalp üzerinde karanlığa, yüzün kararmasına, bedenin güçsüz kalmasına, rızkın azalmasına ve insanların kalbinde nefret oluşmasına sebebiyet verir.
القلب لا يدخله حقائق الإيمان إذا كان فيه ما ينجِّسه من الكبر والحسد.
Eğer kalpte kibir ve hased gibi kalbi kirleten şeyler varsa, o kalbe îmânın hakîkatleri girmez.
Kul kendisinden utandığı kişinin huzurunda isyanda bulunmaz. Ancak yalnız kaldığında Allah'a isyan eder.
Bu onun gayba olan imanının zayıf olduğunun delilidir. Çünkü o Allah'ın onu görüp işittiğini o an hatırlamış olsaydı isyan etmezdi…
Şeyhulİslam İbn Teymiyye der ki;
Kul ancak imanı zayıfladığından dolayı Rabbine isyan eder. İman kuvvetlendikçe isyan da o kadar azalır. İman zayıfladıkça isyan da o kadar çoğalır...
Şeyhulislam İbn Teymiyye (rahimehullah) şöyle demiştir: “Parmaklarla tesbihi saymak sünnettir… Tesbihi hurma çekirdekleriyle, çakıl taşlarıyla ve benzeri ile saymaya gelince, bu güzeldir. Sahabeden bunu yapanlar vardı. Nebi (sav) mü’minlerin annesinin çakıl taşlarıyla tesbih ettiğini görmüş ve bunu onaylamıştır. Rivayet edildiğine göre Ebu Hureyre bununla tesbih ederdi.
Bir iplik üzerine dizilen inci ve benzeriyle tesbihe gelince; insanlardan kimisi bunu kerih görmüş, kimi ise kerih görmemiştir. Bunu yaparken niyet güzel kılınırsa bu güzeldir, mekruh değildir (zira dağınık bir halde olan hurma çekirdekleri ve çakıl taşlarıyla zikir yapmakla toplu ve dizilmiş bir haldeki inci ve benzeri şeylerle zikir yapmak arasında bir fark yoktur.) Lakin bunu herhangi bir ihtiyaç olmaksızın edinmek/kullanmak veya boyna asmak veya eldeki bir bilezik gibi kılmak veyahut bunlara benzer şekillerde bunu insanlara izhar etmek ise ya insanlara gösterişte bulunmaktır ya da herhangi bir ihtiyaç olmaksızın riya ve riyakârlara benzeme ihtimalinin bulunduğu (riskli) bir durumdur.
Birincisi haramdır,ikincisi en azından mekruhtur…”
(Mecmûu’l-Fetâvâ, 11/653)
“Ve lâ havle ve lâ kuvvete illa billah” sözündeki 'havl' kelimesi, bir halden başka bir hale geçmeyi, insanın durumunun değişmesini, 'kuvvet' kelimesi ise bu değişim esnasında ihtiyaç duyulan gücü ifade eder…
Şeyhulislam İbn Teymiyye dedi ki:
Musibet sebebiyle kunut yapıldığında o musibete muvafık dua edilmelidir. Ve eğer o duasında dua ettiği muminlerin isimlerini ve beddua ettiği savaşan kafirlerin isimlerini anarsa iyi etmiş olur.