Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Medya ve Tüketim Sosyolojisi

Hüseyin Köse

Medya ve Tüketim Sosyolojisi Gönderileri

Medya ve Tüketim Sosyolojisi kitaplarını, Medya ve Tüketim Sosyolojisi sözleri ve alıntılarını, Medya ve Tüketim Sosyolojisi yazarlarını, Medya ve Tüketim Sosyolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O, artık, diğerlerinin bakışında var olmakta ve yaşamaktadır; diğerleri için giyinmekte, diğerleri kıskansın ya da hayranlık duysun diye satın almakta, diğerleri daha çok saygı duysun diye inanılmaz bir lüks ve bolluk içinde boş zaman geçirme üzerine kurulu bir etkinlikler bütünü içinde eline ne geçerse harcamaktadır. Varlığın hesapsızca harcanmasıyla ortaya çıkan bu kurmaca saygınlıktan, herhangi bir toplumsal ya da kültürel fayda ummak olanaksızdır; aksine, sahip olduğu zenginlikleri hesapsızça saçıp savuran kişi, kendisiyle aynı ölçüde zengin olmayan kişilerin, daha ziyade, saygıyla karışık nefretini kazanmaktadır.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Sistem, üretim yapmak ve bireylerin çoğunluğunu işsizliğe mahkûm eden aşırı üretimin krizlerinden sakınmak için tüketmekten başka seçeneği olmayan kendi tatminsiz kitlesini yaratmak zorundadır.
Sayfa 118Kitabı okudu
Nesneler sadece rahatımıza ve alışkanlıklarımıza müdahale etmekle kalmazlar, onlar aynı zamanda dünyanın ve bizlerin temsil biçimlerine kavuşmamızın da ayrıcalıklı bir aracını sunarlar bize. Nesneler, sadece duyumsal varlığımızın ve hareket organlarımızın bir uzantısı değildir. Onlar temel olarak ruhumuzun da bir uzantısıdır.
Sayfa 108Kitabı okudu
tüketmek, özellikle sınıfsal kategoriler keskinleşirken sadece aldatıcı bir mutluluk sunar, ama asla hayal kırıklıklarını ve yoksunlukları gizlemeye yeterli değildir. Bu bakımdan, "bürokratik olarak yönlendirilmiş bir tüketim toplumu", işçi sınıfının gerek üretim alanında gerekse de tüketim pratikleri açısından sömürüldüklerinin farkına kolayca varamadıkları bir sistem olma özelliğini taşımanın yanında, sınırsız imge ve göstergeler arasında sıkışıp kalmış bir sınıf bilinci deformasyonu görünümü de sunmaktadır.
Adorno'nun da deyimiyle, her fırsatta engellenmiş bir bilince, Aydınlanma karşıtlığına ve kollektif uyumluluğa işaret eden kültür endüstrisinde kitleler her zaman ikinci konumda olup sadece "makinenin bir eklentisidir. Tüketici de, kültür endüstrisinin bizi inandırmak istediğinin tersine kral değildir; kültür endüstrisinin öznesi değil, nesnesidir." Kültür endüstrisinin tipik ürünü olan nesneleşmiş birey, sürekli bir varolma yanılsaması içinde yaşamını sürdürürken, aynı zamanda yaşamı tarihsel niteliğiyle duyumsama yoksunu birisi olarak "bugüne hâkim olan ruhun bir ânı"na tanıklık eder.
Reklam
tüketicinin amaçlanan statüsü, kendisine sunulanla asla yetinmeyen, yaşam standartlarını ve düzeyini yükseltmek ve etrafında belli bir saygınlık elde edebilmek için tüketimci pratiği araçsallaştırmasını vaaz eden bir statüdür. Dahası, pazarlamaya dönük endüstrinin bireye sunduğu yegâne meşru statü de budur.
artık, 'aşk' sözcüğü insanla otomobili arasındaki ilişkiyi tanımlarken, 'devrim'den yeni bir deterjanın mutfaktaki faydaları anlaşılmakta, 'mutluluk' ise sosis yemenin verdiği bir duyguyu ifade etmektedir. Öte yandan bu kültür vaat ettiği bolluk ve zenginliğe karşın,sömürünün, açlık ve sefaletin, savaşın, küresel düzeyde yaygınlaşan eşitsizliğin vebalini de üstünde taşımaktadır.
374 syf.
9/10 puan verdi
19. Yuzyildan itibaren bilim ve teknolojinin gelismeye baslamasiyla, ihtiyaci kadar tuketmek olgusu yavas yavas degismeye basladi. Kati olan sinifsal ayrimlar esnekleserek siliklesmeye basladi. Ancak alt siniflar tuketemezken ust siniflar sinufsal gosterge olan luks tuketimi had safhaya cikardi. 20 yuzyilda ise sinifsal ayrim kendini baska sekilde
Medya ve Tüketim Sosyolojisi
Medya ve Tüketim SosyolojisiHüseyin Köse · Ayraç Yayınları · 20108 okunma
...Devrim artık gündelik hale gelmiş, gündelik olarak tasarlanır ve yaşanır olmuştur. Lefebvre'nin gündelik yaşamdaki devrimden kastettiği şey, bireyin kendi yaşamını bir yapıt olarak kurgulayıp yaşaması, başka bir deyişle gündelik yaşamsal deneyimin sürekli eleştirel tutumla zenginleştirilmesi...
Reklam
Okumak bir başka dünyada, başka bir yerde olmaktır; efendilerin haberi olmadan, onlardan kendini koruyarak, dayatılmış bir sistemden uzaklara doğru seyehat etmektir.
Reklamcilik, kitlelerin kendi yasamlarini yeterli bulmamalarini saglamaya calisma islevini yuklenmekle kalmayip acikca kendi yasamlarindan hosnut olanlarin hosnut olmayanlar kadar iyi tuketiciler olamayacaklarini vaaz etmektedir.
Potlaç
Ilkel topluluklarda, maddi artigin biriktirilmeyip tabana yayilmasinin saglanmasi, toplumsal baris ve dayanisma acisindan onemli bir toplumsal erdem oldugu gibi, bu topluluklari gunumuz catismaci kapital toplumlardan ayiran en onemli ozelliktir. Potlaca dayali ilkel ekonomilerde, kabile sefi basta olmak uzere, tum kabile uyelerinin bireysel sayginlik ve itibari, armagan verebilme gucunde yatmaktadir. Nitekim sef hediye veremez duruma gelirse sefligini de kaybeder.
Galeano'nun da dedigi gibi, artik 'ask' sozcugu insanla otomobili arasindaki iliskiyi tanimlarken, 'devrim'den yeni bir deterjanin mutfaktaki faydalari anlasilmalta, 'mutluluk' ise sosis yemenin verdigi bir duyguyu ifade etmektedir.
Ozne, bir zamanlar kendi varolusunun agirligini ''calismada, yani cabada, calismanin verdigi zahmette bulurken, artik, varolmanin istirabi acisi, tatmin edici bicimde tuketememe yoksunlugundan karsiligini bulur.
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.