Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güneydoğu'da Savaşmış Askerler Anlatıyor

Mehmedin Kitabı

Nadire Mater

En Beğenilen Mehmedin Kitabı Gönderileri

En Beğenilen Mehmedin Kitabı kitaplarını, en beğenilen Mehmedin Kitabı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Mehmedin Kitabı yazarlarını, en beğenilen Mehmedin Kitabı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Asker ve siviller birbirinden tamamen farklı iki ayrı dünyadan geliyor........
Sayfa 9 - siyahbeyazKitabı okuyacak
Reklam
'Ölüm yalnızca iki santim yukarıda,' diyor Ahmet acı acı. 'Kafanızı siperden iki santim yukarı kaldırdınız mı alnınızın ortasına kurşunu yersiniz.'
Sayfa 9 - siyahbeyazKitabı okuyacak
'Hayat,' diyor Ahmet, şimdi daha anlamlı.Şimdi kimin kimi ölüme gönderdiğini, ya da başkaları savaşın sürdüğüne inansın diye bir seferde boş yere 20 mermi sallandığını biliyorum( tek bir mermi 700 dolardı) artık.Ama o mermiler yükselen enflasyon ve artan zayiat olarak geri dönüyor,' diye ekliyor
Sayfa 11 - siyahbeyazKitabı okuyacak
Reklam
336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
mehmedin kitabı Kanayan yaradır emekçi çocuklarının askerde emir komuta altında ölüme gönderilmesi. Nadire Mater “Mehmedin Kitabı” isimli kitabında, 1984-1998 arası Güneydoğu’da askerlik yapmış kişilerle konuşmuş. Kitapta soru cevap yok, sorular çıkarılmış; askerler olabildiğince samimi bir dille anlatmışlar. Güneydoğu’da askerlik yapanların
Mehmedin Kitabı
Mehmedin KitabıNadire Mater · Metis Yayınları · 201288 okunma
Şimdi kimin kimi ölüme gönderdiğini, ya da başkaları savaşın sürdüğüne inansın diye kimin bir seferde boş yere 20 mermi sıktığını biliyorum artık.
Uzaklardan Kalaşnikovların takırtısı ölüm şarkısı söylerken, silah arkadaşınız kucağınıza yıkılır, beyni dağılmıştır.
Sayfa 9 - undefinedKitabı okuyacak
Hayatının en güzel yaşında, 18'inde askere alıyorlar. Tam her şeyi öğrendiğim, kavradığım, ayağımın yere bastığı dönemde askerlik. Islah edilmiş bir aslan gibi geri geliyorsun. Ananı, babanı, namusunu, avradını, vatanını koruyorsun. Ama komutan kalkıyor, küfrediyor, ana­nı, avradını sıradan geçiyor. Hani annem babam için gitmiştim? Türki­ye'yi yavaş yavaş saran bir ur var, sadece Güneydoğu'da değil, batıda da başladı. Herkes bilsin, tepki göstersin. Orada bir savaş var, yani bir mücadele falan değil, bayağı bir savaş, tam bir katliam. Bitmiyor, bit­meyecek de. Her gün televizyona şehit aileleri, kayıp aileleri çıkıyor, bunlar birbirlerini desteklesinler, başka bir şey yok yani.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Askere illa ki gitmeliydik. İstediğim yer Şırnak'tı, gittim. Orta halli bir yerde yetiştim. Okul, okuduklarım, filmler etkilerdi beni. Milliyetçilik olayı vardı: "Vatanımızı seviyoruz, Türk evladıyız." Oysa kışladan gi­rince her şey bir anda değişiyor. Anlatılan askerlikle alakası yok. İnsan­ların yaklaşımları, hal ve tavırları sarstı beni. Psikolojikman çöküntüye uğruyorsun. Adımını attın mı geriye dönemezsin. Senden üç ay önce gelmiş asker sana bağırabiliyor, vurabiliyor. Bir kişi istese 400 kişiyi dövebilirdi, kimse bir şey yapamıyordu. Söylemesi ayıp; tecavüz kaçınılmazsa, zevk almasını bileceksin. Bunu yaptık.
Adamların yaşadığı ortam o kadar korkunç ki ... Bir kadına beş erkek devrim nikahı kıyıyor. Dağda hamile kaldığın zaman idam. Ben onlardan daha büyü­ğüm. Bazılarının yaşları çok ufak. Bu şartlarda, bırak savaşmayı, yaşamaya bile imkan yok.
Sayfa 112Kitabı okudu
İnsanların bulundukları yerden konuşması beni rahatsız ediyor. İnsanlar orada saat altıdan sonra dışarı çıkamıyorlar, gece hayatları yok. Savaşta, önce kendinle savaşıyorsun, niye orada olduğunu, niye ateş ettiğini düşünüyorsun. Sonra karşındaki insanın savaşını yaşamaya başlıyorsun. Sonra bulunduğun ortamın savaşını... En zoru içindeki savaşı yaşamak (Nisan 1998, Aydın)
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.