Kıştı, köy aramasına gitmiştik, ilk operasyon... Evleri aradık. Sadece kimlik arıyoruz, bazı evlerde erkek kimliği çıkıyor, erkek yok. Üslerimize bildiriyoruz. Kadın, "eşim dağa gitti" diyemez ki... Tabii, ben askerim, öbür taraf düşman oluyor. Düşman olarak görmesem, gitmem icabında. Ben de katılırım. Çok üzülüyor, neden böyle oluyor diye düşünüyordum. O halka çok eziyet ediliyor. Tendürek dağında bir çatışmaya girmiştik. PKK bizi görmüş, çukura saklanmışlar. Biz gidiyoruz, görmüyoruz, en sondaki timin en sonu görmüş onları. Çembere aldık, 16 tane PKK'lı öldürüldü. 14 keleş, bir kanas çıktı. Cesetleri toplamıştık. Sabah kalktığımızda cesetlerin kulaklarını kesmişlerdi, sağ görüşlü arkadaşlar gece nöbete kalktıklarında kesmişler. Çok kötü olmuştum, hayatımda parçalanmış ceset görmemiştim. Tabur komutanı, çok pis küfür etti, "aranızda cami hocası var mı" dedi. El kaldıran bir iki kişiye, "gelin buraya," dedi, "yaptıkları doğru mu? Düşman da olsa, ölmüşler, müslümanlıkta cenazeye dokunmak günahtır" dedi. Kötü oldum, üzüldüm. Ranzada uzanıyordum, her görev bitiminde on gün falan istirahat veriliyor, çünkü ayaklar patlamış. Onun kulağı mektuba koyduğunu gördüm. Kesenler ailelerine gönderiyordu. Konuşsam, "Kürtçülüğü destekliyorsun" diyecek.