İlk kitabı daha çok beğenmiştim ancak bu kitap da neredeyse ilki kadar iyiydi. Sadece ilk kitaptan biraz daha durgun geldi bana. Yani, evet, bir şeyler oldu, ama pek büyük olaylar değildiler. Yazarın asıl vurgunu üçüncü kitaba sakladığını umarak bu hafif durgunluğu görmezden geldim çünkü okurken hiç sıkılmadım, gayet akıcı ve keyifliydi.
Beni şaşırtan bazı dönüşler oldu kitapta, ilk kitapta bu kadar yoktu, o yüzden artı puan. Karar verdim ki Tessa’dan hoşlanıyorum ama aşk konusundaki düşünceleri ve hislerinden nefret ediyorum. Tessa güçlü bir karakter, ta ki konu Will ve Jem’e gelene kadar. Dediği bir şey vardı, “İnsan iki kişiyi sevebilir mi?”. Sevebilir ama bence Tessa ikisini de sevmiyor... Will’e aşık, Jem’e de ihtiyaç duyuyor gibi. Ama aradaki farklı anlamıyor, bu herkesi üzecek gibime geliyor. Zaten birilerini çoktan üzdü.
Will’in character development’ı bana biraz hızlı geldi, her ne kadar başındaki beladan kurtulsa da üstündeki beş yıllık rolü bu kadar çabuk atmasını anlamlandıramadım, çünkü biz insanlar nasıl davranırsak zamanla ona dönüşüyoruz.
Bu kitapta clockwork robotlarla ilgili pek olay yoktu, asıl plot o olduğu için beni biraz rahatsız etti ama dediğim gibi, üçüncü kitaba sakladığını düşünüyorum yazarın asıl savaşı. Çünkü son kitap yani, başka nasıl bitebilir ki...
Clockwork Princess’e de başladım, yine başladıktan sonra yazıyorum incelemeyi. Kafam karışmadan yazmayı bırakayım. Güzeldi kitap.