Meltem içinde debelendiği yoksulluk ve hoşgörüsüzlük batağından kurtulabilmek için kıvranırken, varlıklı bir ailenin oğlu olan Cihat'la karşılaşır. Cihat'ın, bahçesinde erik ağacı olan güzel evine vurulur önce, sonra da onun oyuncağı olur. Bir zamanların siyah beyaz Türk filmlerinden fırlayıvermiş gibi görünen fakir kızla zengin oğlandır sanki kahramanlarımız, ama çok önemli farklarla: Fakir kız masumiyetten uzaktır bu öyküde, zengin delikanlı da iyi yürekli ve yakışıklı değildir; aşk ise kaçanın kovalandığı mutsuz bir koşudur sadece.
Neslihan Acu, ilk romanında, kötülerin tümüyle kötü ve iyilerin tümüyle iyi olduğu, sonu herkesin hoşuna gidecek bir masal anlatmayı tercih etmiyor. Onun öyküsünde iyiyle kötü sürekli yer değiştiriyor ve masumiyet bir anda şeytanlığa dönüşebiliyor, zekâysa deliliğe! Toplumdaki hoşgörüsüzlüğün, yoksunlukların, çarpık aile ilişkilerinin, fiziksel kusurların insanları zaman zaman şiddete, ama her zaman katıksız bir yalnızlığa ittiği, acı, sert ve hüzünlü bir dünyadaki tehlikeli ilişkileri, kendine özgü bir üslup ve ustalıkla anlatıyor Neslihan Acu. Okuyucu onun sıradışı öyküsünü ve son derece iyi çizilmiş kahramanlarını kolay kolay unutamayacak.
