Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meluncanlar-Osmanlı'dan Amerika'ya

Mine Sultan Ünver

Meluncanlar-Osmanlı'dan Amerika'ya Gönderileri

Meluncanlar-Osmanlı'dan Amerika'ya kitaplarını, Meluncanlar-Osmanlı'dan Amerika'ya sözleri ve alıntılarını, Meluncanlar-Osmanlı'dan Amerika'ya yazarlarını, Meluncanlar-Osmanlı'dan Amerika'ya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Reklam
296 syf.
·
Puan vermedi
Scott Reccardi, Amerikalı dedesinden miras kalan günlüğün büyük bölümünün Osmanlıca olduğunu öğrenince şaşkına döner. Dedesinin ısrarla okumasını istediği bu yıpranmış, lekeli defterdeki sırrın peşine düşüp, Doğu’nun gizemli kenti İstanbul’a gitmeye karar verir. Ancak İstanbul’da gemiden iner inmez, günlüğün şöhretinin kendisinden önce buraya geldiğini anlayacaktır. Büyük Britanyalı casuslar da, Amerikalılar da peşindedir... Osmanlı hafiyeleri de onları adım adım takiptedir. Metni tercüme etmesi için anlaştığı Kâtip Ferruh Efendi ve güzel muallime Ahsen Dilara, Osmanlıca satırların arasında kaybolmuşken, dedesinin tek mirasını çözmeye çalışan Reccardi ise sabırsızdır. Oysa öğrenmesi gereken ilk kural, kulağına Beyazıt Kütüphanesinde fısıldanmıştır: “Olgun bir meyve vardır sabır perdesinin ardında. Dünya sana sabrı da öğretecek, olgun meyvenin tadını da…” Macera dolu güzel bir roman gerçekten Mine hanım hakkını vermiş kitabın.
Meluncanlar-Osmanlı'dan Amerika'ya
Meluncanlar-Osmanlı'dan Amerika'yaMine Sultan Ünver · Mona Kitap · 201815 okunma
Gönülde bir garip hal vardır ki, sevmekten ne kadar mutluluk duysa da sevilmenin en küçük zerresine karşılık gelmez. Sevmek sevilmekten azizdir, ama sevilmek de sevmekten kıymetlidir.
Reklam
İnsan her adımını mezardan uzaklaşmak için atar. Yine de her adımla mezara bir adım daha yaklaşır! Nitekim her nefesi hayatı uzatmak için alır. Yine de her nefeste hayatından bir nefeslik zamanı azalır...
Ehl-i hünerin üç kaynağı vardır; kitaplar, insanlar ve yollar... Kitap çok, insan az, yollar uzun...
Ne tuhaf! Herkes yapıyor diyerek kötülüğün mesuliyetini kalabalıklara yükleyince, ayıbımız azalıyor sanıyoruz...
Reklam
Kimimiz için cennet, kimimiz için cehennem oldu bu yer... Kazandık ve kaybettik.
Kimi densizler, savaşa cesaret edip çarpışan kadın gördün mü hiç derler! Cins-i latifi böylelikle küçümserler. Oysa yeryüzünün neresinde olursa olsun, kadınlar değil midir erkeklerin sebep olduğu savaşlarda asıl acıyı çeken? Şan, şöhret ve zaferler, kimi zaman savaşma arzusunu saklamak için onur ve gurur kisvesine sığınan erkeklerin olsun! Acılar ise kadınlar ve çocukların...
Sayfa 151Kitabı okudu
Gönülde garip bir hal vardır ki, sevmekten ne kadar mutluluk duysa da sevilmenin en küçük zerresine karşılık gelmez. Sevmek sevilmekten azizdir, ama sevilmek de sevmekten kıymetlidir.
Sayfa 143Kitabı okudu