"Yaşayışından rastgele bir yaprağını yazarak, iyi bir adam, doğru bir adam olan haşmet gülkokan’ı siz okuyucularıma tanıtmak istedim ki, günün birinde ona bir dükkânda, bir tanıdığın evinde yahut sokakta rast gelirseniz, yahut bir işimiz düşüp de dairesinde karşısına çıkarsanız, bilesiniz, konuşup görüşesiniz. Bir hizmetinizde bulunabilmek, işinizde size yardım etmek, size yararlı olmak için çırpınacak, elinden geleni yapacaktır. bizden istediği karşılık da, yalnız güler yüz, bir iki tatlı sözdür. " Memduh Şevket Esendal’ın" Mendil Altında kitabından Haşmet Gülkokan hikayesinden bahsetmek istiyorum. Haşmet Gülkokan, hepimizin hayatından biri. Belki de kendimizizdir. Yazar hikayeyi gözlemci bir bakış açısıyla yazmış. Sanki Haşmet Bey yazarın gözünün önünde yaşayışına devam ediyor da, yazar bir gölge gibi onu seyrediyor. Haşmet Gülkokan bir memurdur ve her gün iş çıkışı dükkan dükkan gezip eve götürmek için kese kağıdını doldurur. Kimi zaman ciğer alır kimi zaman balık alır kimi zaman salatanın fiyatına sitem eder. Bazen şekercide bazen bakkalda bazen de hal de insanlar ile çene çalar. Eve geç gitmekten endişe etmez çünkü karısı ne yaptıgını bilir. Haşmet Bey yoksulluğuna rağmen hayata daima gülümseyen, neşe saçan bir kahraman olarak çıkar bu hikayede. Yazar günlük konuşma dilini kullanarak dilde samimiyeti yakalamış bana göre. Sade ve anlaşılır bir üslup kullanarak her kesimin anlayacagı bir hikaye olmuş.. Benim en beğendiğim hikayesiydi Haşmet Gülkokan. Kim bilir belki de bir gün bir yerde Haşmet Gülkokan ile karşılaşırız çünkü o aramızdan biri.
Kitapla kalalım..