Meseleler Hakkında Cevaplar
Mustafa Sabri EfendiMeseleler Hakkında Cevaplar Sözleri ve Alıntıları
Meseleler Hakkında Cevaplar sözleri ve alıntılarını, Meseleler Hakkında Cevaplar kitap alıntılarını, Meseleler Hakkında Cevaplar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Sûret çizmek
Peygamber (SAV.) buyuruyor:
"Âhirette en şiddetli azâba müstahak olanlar: bir peygamberin kâtili veya bir peygamberin öldürdüğü yahut ana-babasından birinin kâtili olanlar, canlı varlıkların sûretini yapanlar, bir de ilminden istifâde edilmeyen âlimlerdir."
"Bir adam bir sûret, bir canlı varlığın sûretini tasvir ederse o sûrete can verinceye kadar Allah tarafından kendisine azâb olunur. Lâkin bir insanın, yaptığı sûrete can vrermesi ilelebed kâbil olamayacağından, azâbı da ebedî olması lâzım gelir." Bu gibi mevzularda ebediyyet, uzun müddetten kinâyedir."
(56)
"Bütün sûret yapanların yeri cehennemdir. Orada sûret yapanın her yaptığı sûret için bir şahıs yaratılarak kendisine işkence eder."
(57)
"Şu sûret ve resimlerin sâhipleri, tasvir edicileri kıyâmet gününde azap çekerler ve kendilerine <<Mahlukâtınıza can veriniz bakalım!>> denilir."
"Melekler, içerisinde köpek veya sûret bulunan odaya girmezler."
(58)
Damarın çatlasa da...
"Şehvet hissinden nefsi tecride çalışmak lüzumu ile beraber velev şehvet korkusu bulunsa bile bakılmasının tecviz edilmesi ancak şahitlikte bulunma hâli, tabâbet icrası ve izdivaç talebi zımnında görücülük gibi zarûrî ihtiyaçlara münhasırdır."
"Nimet, külfet mukâbilinde elde edilir."
"İşin hakikatına gelince tesettür; kadınlar için az çok bir külfet, bir kayır olmakla beraber bu zahmetin hakikî medeniyete olan hizmeti, gâyet büyük ve gâyet yüksektir."
"İslam ulemâsı... bizimle, şer'i hükümlerimizin feyizli menbaı olan Nebiyy-i zîşânımız arasında öyle alelâde tarih sayfaları gibi kağıttan değil de ilim, takva, hamiyyet, adalet ve iffetle fedakarâne bir himmet ve ciddiyet de süslü olan dimağlardan müteşekkil bir tavassut silsilesi tesis ettiler."
ZEKÂTSIZ HAYAT:
1- Zenginlik görmeyen fukarânın gözleri, zenginlerin mallarında olmasından çok mahzurlar doğar.
2- Fakirlik ve ihtiyaçtan dolayı birçok sârî hastalıkların başgösterebilmesi cihetiyle memleketler, birtakım zarûrî masraflara mecbur olur.
3- Fak-u zarûret nüfusun azalmasını ve devlet vâridâtının hudutlanmasını, ilim ve fenlerin umumîleşememesini icâb ederek, bu sûretle hâsıl olan umûmî zaafın celbedeceği hâricî tesirler de tabiatiyle umûmî olur.
"Direkt böyle yazmıyor"
"O İslam alimleri ki, dinî hükümleri zapt ve kayd hususunda gösterdikleri gayret ve hayret verici mesailerini; medeniyet aleminin istatistikleri, matbaa makineleri, gramafon plakları henüz göstermedi. Onlar Müslümanların kitabı olan Kur'an-ı Kerim'in harfine, noktasına, harekesine, Peygamberimiz efendimiz aleyhisselatu vesselam'ın telaffuz şivesine, hangi meddi kaç elif miktarı çektiğine varıncaya kadar hafızalarında taşıyıp getirirdiler. Hâlen elimizde bulunan mushaflar bile hafızların mahfûzâtı adıyla tashih olunur. Bu şeref, henüz dünyanın hiçbir kitabına nasip olmamıştır."
"Mârifet, hakikati itiraf ve onu ispat ve müdafaa etmektir."
Hadis-i Şerif
لَعَنَ أَلله أَلْكَاسِيَاتِ أَلْعَارِيَاتِ
"Giyimli olmalarına rağmen çıplak gibi olan kadınları Allah lânetlemiştir."
"Bi kere mûsikî için hiçbir zaman uhrevî bir menfaat tasavvur olunamaz ve Dünya'da ise karın doyurmaz tâbirine tam uyacak şekilde fâidesizdir. 'Fakat mûsikî sayesinde mesela Avrupa'da geçim temin eden ve belki büyük servete nâil olan oyuncular ve çalgıcıları mevcut olduğu halde bunun maddi menfaatinin inkarı nasıl cesaret olunur?' Demek için acele edilmesin. Çünkü mâişet temini, haysiyeti ihlal etmeyecek bir şekilde olmadıkça vicdan huzurunu temin edemeyeceği için muteber değildir. 'Bunun haysiyet kırıcılığı neresinde?' denilmesin, yine acele edilmesin! Nihâî gâyesi insanları evlendirmek olan bütün sanatlar, selim fıtrat muvâcehesinde hasis(adi) sanatlardan sayılmıştır."
Terakkîye mâni olan din değil, biziz...
"Demek istiyorum ki: Müslümanların terakkî yolunda geri kalmaları dinlerinden değil, kendilerinden, belki dinlerine lâyık insan olmadıklarından ileri geldiği gibi İslam ilimlerine bir vakitten beri ârız olan revaçsızlık da mezkur ilimlerin ehemmiyetinin eksikliğinden; Dünya'nın hayret ve takdir nazarlarını celbetmek kifayetsizliğinden değil, mensuplarında son zamanlarda görülen gayret noksanlığından ileri gelmiştir."
Hadis-i şerifler
"Yabancı bir kadına şehvet nazarıyla bakan bir adamın gözüne, kıyamet gününde kurşun akıtılır."
"Herhangi bir şekilde bakıldığı takdirde ona, bir ikincisini ilâve etme. Çünkü birinci bakış senin lehine, ikinci bakış aleyhinedir."
"Kadınlar şeytanın gaflete düşürme vasıtasıdır ki, onunla erkekleri avlar."
"Şiir hakkında İslamî fikir iyisine iyi, kötüsüne kötü diye hülâsa edilmiştir. Esâsında bu hüküm mûsikî hakkında da aynen geçerlidir."
"Din-i İslam'ı âleme hoş göstermek düşüncesiyle Müslümanların kitabına mânâsızlık, mantıksızlık isnâdı kadar mantıksız, mânâsız, kendi kendini nâkzeden bir şey olamaz!"
Müslümanların Arapça öğrenmesinin gâyesi:
"Evvelâ mâlûm olmalıdır ki medreselerde okunan ilimler, <Arabî>, aklî> ve <şer'i> olmak üzere başlıca üç kısımdır. Bunların hepsi Arapça yazılmış eserlerden iktibas edilirse de, gâye yalnız Arapça tahsili değildir. Arapça belki asıl gayeye dahil olmamak üzere, aklî ilimlerle beraber sırf şer'î ilimler için başlangıç ve vesile olmak üzere okunur. Bu sebeple medreselerde Arapça tahsil, şer'î ilimlere hizmet edebilecek tarzda olmak iktiza eder; konuşma ve yazmaya kudret kazanmak sûretinde değil."
İşte atâlet
"Mûsikî dinleyenler, bu esnada cemiyet için bir şey yapmış olmayıp yalnız bir hayli paranın birçok ceplerden çıkarak bir başka cebe girmesine yardım etmiş oluyorlar. Sonra bu paraların mukabilinde bu adamlar ne almış oluyorlar? Hiç! Bakınız: Bir kunduracı size paranız mukabilinde bir ayakkabıyı verir. Faraza kitap satarsanız, hem kendiniz kazanırsınız hem de bir taraftan o kitapların mündericâtından memlekete ilim ve fenler öğretirsiniz. Kitabın basıcısına, mürettebine, müellifine, kağıdını imâl eden fabrikaya kazandırmış olarak birçok müteselsil içtimaî menfaatleri temin etmiş olursunuz. Lâkin musikiye gelince: Onun da âlet ve teferruatını hazırlayanlarla bu aletleri dinleyenlere karşı kullananlar istifa etmiş oldukları halde bu istifade silsilesi artık sizde kesilmiş olur."