En Beğenilen Meyve Risalesi Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Meyve Risalesi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Meyve Risalesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cehennem hapsine girenlerden olan kâfir-i mutlak, küfrüyle hem esma-i İlahiyenin hukukuna inkâr ile tecavüz, hem o esmaya şehadet eden mevcudatın şehadetlerini tekzib ile hukuklarına tecavüz ve mahlukatın o esmaya karşı tesbihkârane yüksek vazifelerini inkâr etmekle hukuklarına tecavüz ve kâinatın gaye-i hilkati ve bir sebeb-i vücudu ve bekası olan tezahür-ü rububiyet-i İlahiyeye karşı ubudiyetlerle mukabelelerini ve âyinedarlıklarını tekzib ile hukukuna bir nevi tecavüz ettiği haysiyetiyle öyle azîm bir cinayet, bir zulümdür ki afva kabiliyeti kalmaz. اِنَّ اللّٰهَ لَا يَغْفِرُ اَنْ يُشْرَكَ بِه۪ âyetinin tehdidine müstehak olur. (Sekizinci Mes'elenin Bir Hülâsası) Meyve Risalesi - 77
İkinci Nükte: Cehennem'in vücudu ve şiddetli azabı, hadsiz rahmete ve hakikî adalete ve israfsız, mizanlı hikmete zıddiyeti yoktur. Belki rahmet ve adalet ve hikmet, onun vücudunu isterler. Çünki nasıl bin masumların hukukunu çiğneyen bir zalimi cezalandırmak ve yüz mazlum hayvanları parçalayan bir canavarı öldürmek, adalet içinde mazlumlara bin rahmettir. Ve o zalimi afvetmek ve canavarı serbest bırakmak, bir tek yolsuz merhamete mukabil yüzer bîçarelere yüzer merhametsizliktir. (Sekizinci Mes'elenin Bir Hülâsası) Meyve Risalesi - 76
Reklam
Eğer, bir saati beş farz namaza sarfetsek; o halde hapis ve musibet müddetinin her bir saati, bazen bir gün ibadet ve fâni bir saati, bâki saatler hükmüne geçebilmesi ve kalbî ve ruhî meyusiyet ve sıkıntıların kısmen zevâl bulması ve hapse sebebiyet veren hatalara keffâreten affettirmesi ve hapsin hikmeti olan terbiyeyi alması ne derece kârlı bir imtihan, bir ders ve musibet arkadaşlarıyla tesellidârâne bir hoş sohbet olduğu düşünülsün...
"Allahu Ekber" "Allahu Ekber" "Allahu Ekber"ler ile nev'-i beşerin beşten birisine, üçyüz milyon insanlara birden "Allahu Ekber" dedirmesi; koca küre-i arz, büyüklüğü nisbetinde o "Allahu Ekber" kelime-i kudsiyesini semavattaki seyyarat arkadaşlarına işittiriyor gibi, yirmibinden ziyade hacıların Arafat'ta ve îd'de beraber birden "ALLAHU EKBER" demeleri, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın binüçyüz sene evvel âl ve sahabeleriyle söylediği ve emrettiği "ALLAHU EKBER" kelâmının bir nevi aks-i sadâsı olarak rububiyet-i İlahiyenin "Rabbü'l-Ardı ve Rabbü'l-Âlemîn" azamet-i unvanıyla küllî tecellisine karşı geniş ve küllî bir ubudiyetle bir mukabeledir, diye tahayyül ve hiss ve kanaat ettim. (Sekizinci Mes'elenin Bir Hülâsası) Meyve Risalesi - 82
Çocuklara der: " Cennet var, haylazlığı bırak." Kur'ân dersiyle temkin verir. Gençlere der: " Cehennem var, sarhoşluğu bırak." Aklı başlarına getirir. Zalime der: " Şiddetli azap var, tokat yiyeceksin." Adalete başını eğdirir. İhtiyarlara der: " Senin elinden çıkmış bütün saadetlerinden çok yüksek ve daimî bir uhrevî saadet ve taze, bâkî bir gençlik seni bekliyorlar. Onları kazanmaya çalış." Ağlamasını gülmeye çevirir.
kat'î anlaşılıyor ki; her dertlinin âhını, her muhtacın duasını işiten ve dinleyen bir Semî' ve Mücîb perde arkasında var, bakar ki; en küçük bir zîhayatın en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli bir âhını işitir, şefkât eder, fiilen cevap verir, memnun eder.
Reklam
747 öğeden 991 ile 747 arasındakiler gösteriliyor.