Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mihrapta Asılı Kandil

Sadettin Ökten

Mihrapta Asılı Kandil Sözleri ve Alıntıları

Mihrapta Asılı Kandil sözleri ve alıntılarını, Mihrapta Asılı Kandil kitap alıntılarını, Mihrapta Asılı Kandil en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan dış dünya ile duyu organları vasıtasıyla ilişki kuruyor. Bunlardan görme hassası çok önemli bir ilahî lütuftur.
Her insanın bir kaderi olduğu gibi, eşyanın da kaderi vardır. Kimi insan, hayır ve hizmet ile mükafatlandırılmıştır. Kimi insan da o güzelliklerden uzak kalır. Fırında eriyip, yumuşayan cam parçası; kaderin hükmü ile bakarsınız bir mihrap kandili olur ve yüz yıllar boyu Kur’an ile hemhâl olma bahtiyarlığına nail olur. Bir başka cam parçası ise, bir şişe haline gelip, mezmum bir işi paylaşmıştır. Bu düşünce ve duyguları daha da geliştirebilirsiniz. Bir mihrap kandilinden yola çıkarak, kader meselesini ve o kaderi takdir edeni ve O’nun karşısındaki aczinizi idrak edebilirsiniz. Şüphesiz mihraba olan ilişkiniz, hürmetiniz ve ilginiz nispetinde.
Reklam
Zihin ve duygu dünyalarında hiçbir karşılığı olmadığı halde, Batı dünyasının Antik Yunan'dan başlayan, somut heykel anlayışı, İslâm medeniyetine sahip ülkelere de modernizmin zorunlu bir öğesi olarak dayatıldı ve kabul ettirildi. Antik Yunan'ın, Doğu Akdeniz'le sınırlı küçük dünyasında fizyolojik olarak kusursuz heykelleri yapan insan, herhalde ortaya koyduğu ürün üzerinden gelişen heykel olgusunun, nerelere kadar uzanacağından habersizdi.
Göz bir mesafeye kadar görebilir, ondan sonrası için acizdir. Fakat ruh öyle değil. Ruhun serüveni, gözün aciz kaldığı ve bu aczini itiraf ettiği noktadan sonra başlar. Ruhun durağı yoruluncaya kadardır.
Reklam
"Oku emri var, ama yaz emri yok."
Son dönemde yaşayan ve artık aramızda olmayan, bir Allah dostunun, böyle bir kaderi varmış. Hayatının başlangıcında yazmış olduğu şiirler ve nesirlerle, büyük bir yankı ve etki uyandırmış. Fakat kısa bir zaman sonra yazmaz ve söylemez olmuş. Aradan geçen uzun yıllardan sonra, söylediği son nutku ise meğer bir veda haberi imiş. Neden yazmadığı ve söylemediği hususu sorulduğunda ise, latif bir eda ile "Oku emri var, ama yaz emri yok." buyururlardı. Bu hususu da ilahi takdirin bir tecellisi olarak, buraya kaydedelim.
Çünkü insan, farkı fark eden bir mahluktur. Farkı fark etmediği zaman, yani öteki ile temas kurmadığı zaman, kendi dünyası hakkındaki deneyimi ve duygusallığı da mahdut kalacaktır.
Sayfa 108Kitabı okudu
Ancak, hayatta öyle anlar gelir ki insan hangi tedbiri alırsa alsın, sonuç istediği gibi olmaz.
Reklam
Göz bir mesafeye kadar görebilir, ondan sonrası için acizdir. Fakat ruh öyle değil. Ruhun serüveni, gözün aciz kaldığı ve bu aczini itiraf ettiği noktadan sonra başlar.
Bazı insanlar, duygu alanındaki hırs bölgesini geliştirirler. Onların hayatı boyunca peşinden koştukları ihtirasları hiç eksik olmaz. Bazıları da duygu alanındaki şefkat ve merhamet bölgesini geliştirirler, onlar da yaşlandıkça yakın ve uzak çevrelerine bir şifa ve huzur kaynağı olurlar.
Hayata başladığımız andan itibaren, sevdiğimizi ve sevildiğimizi hissediyoruz. Ve bu duygular bize büyük bir ruhi sükûnet ve kalbi itminan bahşediyor.
İlahi bir kurgu ile ben, kendimden, kendime yolculuk yapıyorum. Ve bu yolculuk bir yerde son bulacaktır. Önemli olan o yerin kalp için bir itminan merhalesi olup olmadığıdır.
Bir merhaleyi, bir basamak olarak görüp, ondan sonrakine geçebilmek gayedir. Böylece insanın aldığı yol, somuttan başlar ve soyuta doğru ilerler.
290 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.