Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mimar Sinan Neden Bir Tasarım Dehasıdır?

Reha Günay

Mimar Sinan Neden Bir Tasarım Dehasıdır? Gönderileri

Mimar Sinan Neden Bir Tasarım Dehasıdır? kitaplarını, Mimar Sinan Neden Bir Tasarım Dehasıdır? sözleri ve alıntılarını, Mimar Sinan Neden Bir Tasarım Dehasıdır? yazarlarını, Mimar Sinan Neden Bir Tasarım Dehasıdır? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
' "Doğrusu mimarlıktan daha zor bir sanat yoktur. Kim bu şerefli mesleği yapıyorsa, inşa ettiği binanın yeri sağlam olmadıkça temele başlamasın." Tuhfetü`l Mimarîn '
Sayfa 126
“Süleymaniye Camisi’nde yan sahınları bir büyük bir küçük kubbe ile örten Sinan, kubbeler dizisine başka bir ritim katar.”
Sayfa 118 - Yem YayınKitabı okudu
Reklam
“Sinan kelimenin tam anlamıyla bir kubbe mimarıdır.”
Sayfa 116 - Yem YayınKitabı okudu
“Sinan, Süleymaniye için şöyle der; ‘Kubbeleri güzellik denizinin dalgaları gibi, renkli kemerleri gökkuşağı misali göğe yükseldi.’”
Sayfa 115 - Yem YayınKitabı okudu
“Edirne Selimiye Camisi’nde müezzin mahfilini kubbenin tam altına yerleştirmesi de akustik alanında bir yenilik sayılır. Ayrıca Selimiye Camisi’nde kıble yönünde bulunan revak da ilk ve tektir.”
Sayfa 92 - Yem YayınKitabı okudu
''Sinan'ın İstanbul'un tepelerine yerleştirdiği camiler minareleriyle beraber kendine özgü bir kent imgesi yaratırlar.''
Sayfa 32 - Yem YayınKitabı okudu
Reklam
Camilerin alt sıra pencereleri, yerde oturan bir insanın göz hizasında dışarıya, sokağa, bahçeye veya mezarlığa açılırlar. Böylece ibadet mekânı sizi dış dünyadan koparmaz, tersine ona bağlar. Bu görüş dikkati iç dünyaya yöneltmeye çalışan dini yapılar için ters bir tutum olarak bilinmesine karşın Osmanlı dini yapıları bu şekilde tasarlanmıştır.
Sayfa 104Kitabı okudu
Doğrusu mimarlıktan daha zor bir sanat yoktur. Kim bu şerefli mesleği yapıyorsa, inşa ettiği binanın yeri sağlam olmadıkça temele başlamasın. Ayrıca yapının temelini çok dikkatli hazırlamalı ve mutlaka bütününde sağlam zemine ulaşmalıdır. Filayakların, sütunların ve koltukların yanı sıra list yapıda yer alan kubbe, yarım kubbe ve kemerleri çok özenle inşa etmeli ayrıca erken bitirme gerekçesiyle çok acele edilmemelidir."
Sayfa 48 - (Tuhfetul Mimarin)Kitabı okudu
"Tıpkı bir pergelin sabit ayağı gibi kararlı oldum; pergelin diğer ayağı gibi başka diyarları gezmeye özendim. Her yüksek eyvandan bir köşe her bir tekkeden bir kırıntı belleyip İstanbul'a döndüm."
Sayfa 46 - Kendi anılarındanKitabı okudu
Sinan yapılarını 50 yıl süren başmimarlığı süresine bölersek her yıla sekiz yapı düşer. Bu yapılar içinde hem kütle olarak büyük hem de yaratıcılık açısından daha önemli olanlar vardır. Hayata geçirdiği yapıların büyük çoğunluğunun İstanbul'da olduğunu göz önünde bulunursak, o dönemde kent bir şantiye haline gelmiş olmalıdır.
Reklam
Sinan, İstanbul'un tepelerine yerleştirdiği camilerle kente bir görsel karakter kazandırdığı gibi, daha küçük boyutlu camileri ise deniz ulaşımının sağladığı kolaylıktan yararlanmak amacıyla deniz kıyılarına inşa etmiştir.
"Tıpkı bir pergelin sabit ayağı gibi kararlı oldum; pergelin diğer ayağı gibi başka diyarları gezmeye özendim. Her yüksek eyvandan bir köşe her viran tekkeden bir kırıntı belleyip İstanbul'a döndüm." -Mimar Sinan
Vakıf temel olarak, bir malın kamu hizmetine devredilmesidir. Vakfın kurucusu, sahibi olduğu mülkün kira gelirini vakfa tahsis eder. Bu durum, İslam inancına göre "mülkün Allah'a adanması" anlamına gelir. Böylece artık hiç kimse (hatta sultan bile) bu mülkiyette hak iddia edemez ve hizmetin devamlılığı sağlanmış olurdu. Vakıf kurulmasının bir gerekçesi de zengin kişilerin mülkiyet haklarını bu yolla koruma çabasıydı. Her şeyin sultana ait olduğu o dönemde, miras bırakma hakkının olmaması ve sultanın istediği an istediği kişinin mülkünü elinden alabilme olasılığı her zaman vardı. Ancak bir vakıf kurulunca artık o kişinin mülkleri güvenlik altına girmiş oluyordu. Mütevelli olarak kurucu, ailesi, akrabaları maaş alarak vakıftan besleniyor, ailesi sanki miras edinmiş gibi bu haktan yararlanıyor, vergi de ödemiyordu. Üstelik kişi, böyle bir hayır işi yaptığı için hem toplumda saygınlık hem de inancı uyarınca sevap kazanıyordu.
"50 yıl boyunca mimarbaşı olarak görev yapmıştır. Böyle önemli bir mevkide bu kadar uzun süre aralıksız görev yapan, belki de dünyada hiçbir mimar yoktur."
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.