Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Miras Sözleri ve Alıntıları

Miras sözleri ve alıntılarını, Miras kitap alıntılarını, Miras en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Varlığını kanıtlayamadığım birinin mevcudiyetini neden yeniden konu edeyim ki?
Sayfa 303 - Avukat Erdal Çimen - Altıncı Bölüm -3- İnkılâp Kitabevi - İstanbul, 2001Kitabı okudu
~SON~
“Ama belli olmaz, bu toplumda insanların mutluluğunu kıskanan, huzurunu bozmak isteyen bir yığın hasta ruhlu insan var.”
Sayfa 208 - Prof. Sadi Koray - Dördüncü Bölüm -5- İnkılâp Kitabevi - İstanbul, 2001Kitabı okudu
Reklam
“İnsanoğlu her şeyi hayal edebilir.”
Sayfa 386 - Avukat Erdal Çimen - Yedinci Bölüm -4- İnkılâp Kitabevi - İstanbul, 2001Kitabı okudu
İnsanoğlunun böylesine zaaf göstermesi tuhafıma gidiyordu.
Sayfa 393 - Avukat Erdal Çimen - Yedinci Bölüm -4- İnkılâp Kitabevi - İstanbul, 2001Kitabı okudu
“Belki de maraza çıkarmak isteyen işgüzarın tekiydi. Şimdi toplumda yığınla bu tip insan var.”
Sayfa 291 - Avukat Erdal Çimen - Altıncı Bölüm -1- İnkılâp Kitabevi - İstanbul, 2001Kitabı okudu
“Eski insanlar sevgilerini alenen izharı ayıp telakki ederlermiş. Allah rahmet eylesin, babam söylerdi, eskiden babalar küçük çocuklarını bile yüz göz olmamak için uykuda öperlermiş.”
Sayfa 288 - Avukat Erdal Çimen - Altıncı Bölüm -1- İnkılâp Kitabevi - İstanbul, 2001Kitabı okudu
Reklam
Gülümsemenin bir insana bu denli yaraşacağına hiç ihtimal vermemiştim.
“Belki böylesi daha hayırlı. Çünkü kişiliğini yakınen tanıdım. Sen imtizacı ve birlikte yaşanması zor birisin. Gelişmemiş bir yanın var, çocuk gibisin. Kendi kendine kararlar alıp bunları uygulamaya bayılıyorsun. Evliliğin getirdiği sorumluluklara müdrik biri asla olamadın, müşterek yaşamı ve paylaşmayı bilmiyorsun. Kimbilir yine ne ipe sapa gelmez bir şeye kafanı takıp ayrılmayı kafana koymuşsundur.”
Sayfa 339 - Suna Aytaç - Altıncı Bölüm -5- İnkılâp Kitabevi - İstanbul, 2001Kitabı okudu
O geceki yemekten birkaç gün sonra Suna ile nişanlandık. Çok sade bir törenle. Tabii buna tören denirse... Muhteşem bir pasta, iki altın yüzük, Sadi Bey’in mutluluktan uçan varlığı ve bir de Nakşidil Kalfa’nın asık yüzü. Hepsi o kadar.