Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mirnanın Elleri

Billur Şentürk

En Eski Mirnanın Elleri Sözleri ve Alıntıları

En Eski Mirnanın Elleri sözleri ve alıntılarını, en eski Mirnanın Elleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cismin kendi yazgısını aşan bir dili vardır. İnsanların ve diğer tüm mahlukatın sözlerinin de nesnelerin dünyasında bir karşılığı olmalıydı
Mesele yazmak değil eksik parçaları saklandıkları yerden çıkarmak, yapbozun parçalarını bir araya getirebilmek. Bu kayıp parçalar haberim olmadan yavaş yavaş benden çalınmış, onlarla beraber çocukluğumun karmaşık ilişkileri , bütün o belirsiz yüzler bir yerlere çekilmiş, görünmez olmuşlar
Reklam
Çoğu insan bir çiçeğin yaprağının ne kadar yumuşak olabileceğini unutmuştu. Bu acımasız yumuşaklık onları sarstı. Önceleri kesik, yabanıl hareketlerle ellerini yavaşça değdirip kaçırdılar, ama sonra bulduğu sıcak toprak parçasından ayrılmak istemeyen üşümüş, yorgun bir hayvan gibi kendilerini ona bıraktılar
Sayfa 15 - AlakargaKitabı okudu
Öyle insan kokuyordu ki.Teninde mutlu bir koku vardı.Süt gibi.Parmaklarım ne zamandır ılık boynundaydı zaten. Elimin altında usulca atan nabzı beni çileden çıkarıyordu.Huzurlu , engelsiz akıp giden bir hayat.
Bu evin içinde bir yabancıyım ben. Annemle babamın hiç tanışmadıkları çocukları.Onlar başka bir çocuğu sevdilerm, benim adımla çağrılan, benim yüzümü taşıyan başka bir çocuğu, güçlü, kimseyi hayal kırıklığına uğratmamış birini. Ben öyle çok kusurluydum ki! Öyle çok yorgundum ki !
Hanımlar, beyler kusura bakmayın , bu güneş, güneşiniz sizin olsun, bana çok fazla. Bana kendi gölgelerinizden birer parça verin, yeter. İnanın, siz sevmezsiniz belki gölgelerinizi ama, benim gibi kuytularda yaşamaya alışmış biri için idealdir.
Reklam
Çünkü sen de sınırda kalmanın çaresizliğini iyi bilirsin.
Bir şeyi çok seversek,o yanımızdayken çok mutlu oluruz.İnsan mutlu olduğunda ne olur,biliyor musun?Havaya yükselir,ta yukarılara, bulutların arasına kadar, tıpkı uçuyormuş gibi.
Artık savaşmak istemiyordu. Artık hiçbir şey istemiyordu. Sadece oyunun dışına çıkmak, kendini bile unutmak istiyordu.
Hanımlar, Beyler, kusura bakmayın, bu güneş, güneşiniz sizin olsun, bana çok fazla. Bana kendi gölgelerinizden birer parça verin, yeter. İnanın, siz sevmezsiniz belki gölgelerinizi ama, benim gibi kuytularda yaşamaya alışmış biri için idealdir.
Reklam
Biliyorsun değil mi, isim senin işaretin. Ensene sürülmüş kırmızı boya. Hemen tanımaları, kaybetmemeleri için seni. Bir insanı gerçekten yakalamak o kadar kolaymış gibi.
İçim bomboş ve yaralı. Sırf yaralı olsam, belki çaresi var, ama bu boşluk... Terk edilmiş, içinden rüzgar geçen bir oda gibiyim.
Bir yanımda panayır var. Dünyayı rengarenk kurdelelere, kahkahalara boyayan büyük yanılsama. Çılgın, isterik bir dönme dolap. Bir an dursa, insanlar ellerini uzatıp o renklere dokunmaya çalışsalar, parmaklarının boşluğu delip geçtiğini fark edecekler. Ama kimse durmak istemiyor. Diğer yanımda terk edilmiş bir şehir var. Kocaman yalnızlık vadisi. İnsanın ancak gölgesiyle avunabildiği ıssızlık.
Çünkü sen de sınırda kalmanın çaresizliğini iyi bilirsin.
Birileri tüm hayatımı elimden almış, geriye sadece karabasanları, korkuları bırakıp gitmiş.