Her ahlaki aşırılık karşısında gösterdiğimiz liberalliğimiz hoşgörüden çok umarsızlığa benziyor. Hepimiz kuralsız, ruhsuz ve duygusuz olduk; büyük iştahla üretip tükettiğimiz serbestçe piyasada dolaşan metalar haline geldik.
Kesinlikle önemli olan “geçim derdi“ meseleleri hemen her zaman, neredeyse utanç verici bir biçimde, ahlaki ve hatta uzun vadeli maddi meselelerin önüne geçiyor.
Fiyat oluşumu yalnızca kişisellikten arınmış, “ahlaki boyutu olmayan” bir arz talep hesabı değildir. Fiyat dediğimiz şey hem arzın hem de talebin sinsice bir manipülasyonu, ahlaksız bir kar hırsının bir parçası olarak insan ihtiyaçlarının ahlaksız manipülasyonudur.