Anlaşılması güç bir "Milli Tiyatro" görüşüne saplanarak içinde yaşadığı topluluğun gerçeklerinden uzaklaşan, hatta onları küçümseyen Hâmid, bu garip davranışı sonunda, Tanzimat devri tiyatrosunun başlangıçtaki sosyal muhtevasını tersine çevrilenlerin en güçlü ve en verimli olanıdır. Böylelikle, Türk tiyatrosu da, yavaş yavaş, yeniden ferde yönelerek, daha çok, bir karakter tiyatrosu haline girer