Çaresizce o denize daldım. Bu deniz sebeplerin falan olmadığı, sadece üzüntülerin biriktiği bir denizdi. Giderek denizin dibine batmaya başladım. Hüznün, umutsuzluktan farklı, kendine has bir batış tarzı vardı. Umutsuzluk bir nehre düşmek, yani bir derece dibe inerken ayakların yere değip havalanması tarzında bir batışsa, hüzün suyun dibinin tahmin bile edilemeyeceği derinliklere batmaktan farksızdı.