DUVARLAR ve KÖPRÜLER
Engin Koca
Leo Strauss "anlam"ın, dilde anlamı açıklanması en zor kelime olduğunu söyler. Çünkü anlam, yaşamın bütününe nispetle varlığa gelir. Ancak resmin tamamı görüldüğünde, o resmin her bir unsurunun hangi işlevi yerine getirdiğ fark edilebilir. Bir şeye anlam vermek, o şeyi bir bütünün parçası kılmak demektir. Bütün asla kuşatılamayacağı için, her bütün tasavvuru bir inançtır. İnanma ihtiyacı insanın en temel özelliğinin, eksikliğinin aczivetinin sonucudur. İnsanın özü eksikliktir ve tüm yapıp etmeleri bir tamamlanma, acizlikten kurtulma çabasıdır. İnsan meramını ifade etmede aciz olmasaydı, metafor ve simgelere ihtiyaç duymaz; dolayısıyla sanat ve edebiyatı da yaratamazdı. Eksikliğin-acziyetin olmadığı yerde ne dil, ne kültür ne de medeniyet olmaz. Tarihin motoru, insanın bu acziyetten kurtulma çabasıdır
Başkasının onay ve beğenisine muhtaç olmadan var olmaktır birey olmak. Hiç kimsenin duygu ve düşüncesine değer vermeyen, kendine gömülü insan birey değil narsistir.
DUVARLAR ve KÖPRÜLER
Engin Koca
İnsanın yolculuğu kaybetmekle başlar. Birliği kaybeder ve ikilik ile karşılaşır, yani "ben olmayan"la. "Benliğin" doğuşu bu kayıptadır, çünkü "tüm belirlemeler bir olumsuzlamadır." Benlik, kendinin bilincinde olmaktır, yani akıldır. Aklın temeIinde çelişmezlik ilkesi vardır: İkiligin bir türlü birleştirilemez oluşu, trajedinin başlangıcı.....
Her birlik (tez), kendi ötekisini (antitezini) yaratır ve yolculuk bir
türlü tamama ermez. Geomctrik doğru, iki noktayı birleştirirken iki alanı ayırır; bu nedenlc ikilik bitmez, sadece farklılaşır.