Mümkün Olmayan Müze sözleri ve alıntılarını, Mümkün Olmayan Müze kitap alıntılarını, Mümkün Olmayan Müze en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Sanatın küreselleşmesi, sanatın, sanat tarihinin himayesini terk etmesi” demektir. Zaten, “küresel sanat, dünyada sanat tarihinin hiç de mesele olmadığı yörelerde gelişiyor.”
Müzelerle ve mimarlıkla ilintisi en derin ve etkili olan efsane kuşkusuz Nuh’un gemisidir.
Soyumuzun numunelerinden kurduğu koleksiyonu dolayısıyla Nuh Peygamber, ‘ilk koleksiyoner’ unvanını hak eder.
Hotanto Venüsü, Avrupai ırkların ne kadar modern, gelişmiş, akıllı, gösterişli olduklarını kanıtlar. Ama gösterileri yalnızca etnografik bir teşhir değildir, erkeklerin cinsel güdülerine ve hayal güçlerine de hitap eder.
17 Ekim 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, Alişar’daki hafriyatın neolitik döneme kadar derinleştirilmesi sonucunda, birbiri üzerine 22 medeniyetin izlerinin keşfedilmiş olduğu haberini veriyordu. Böylece bu hafriyat Hititlerin Türk ırkına mensup olduklarını ve Hitit- Yani Türk- medeniyetinin Yunan medeniyetininden eski olduğunu kanıtlıyordu.
Bu dönemde Avrupa'nın yeni kurulan müzelerinde, sanat nesnelerinin yanı sıra, Yunan-Roma antikitelerine karşı da doymak bilmek bir iştah vardır. Çünkü Winckelmann'ın "Antikite Sanatının Tarihi'yle" birlikte Batının kültür historiyografisi, Helen merkezli anlatılar üzerine kurulur (1764). Başından beri modern müzeolojiye damgasını vuran da bu anlatılar olmuştur. Osmanı'dan yağmalanan "Semendirek Nikesi" gibi kadim Yunan heykellerinin Avrupa Müzelerinin ikonaları haline gelmesi de bu gelişmenin bir sonucudur.
Bir takım bilgilerin önce belirli sembollerle eşleştirilip, sonra da bu sembollerin hayali bir yapının mekanlarına yerleştirilerek hafızaya nakşedilmesine mnemonics veya memorativa deniyor.
Kanuni ise, Mimar Sinan’ın Ayasofya’ya meydan okuyarak kendisi için inşa ettiği Süleymaniye Camii dolayısıyla “İkinci Süleyman ve İskender olarak anılır. Bu unvanı sembolleştirmek üzere camide kullanılan mermeler Hazreti Süleyman ve İskender’le ilişkilendirilen anıtlardan toplanır.”
Hegel estetiğinde sanat, “dünyanın kaderi”, tarihin mimarı olan “mutlak tin”i ifade eder. Bu tin(geist), “bu sonsuz ve mutlak idea” paylaştığımız çağın(zeitgeist) ve ulusun(volkgeist) bir tezahürüdür.
Rönesans kabinelerinin gizemciliğinden, rasyonalist müzeolojiye geçişin ilk gerçek sahnesi Louvre'dur. Ne var ki, 'devrimci', 'aydınlanmacı' müze disiplinine göre tasarlanıp inşa efilen ilk müze, Schinkel'in eseri olan Berlin Altes Museum'dur.