Durum şu ki, bölgemiz ülkelerini ve diğer İslam ülkelerinin tamamını, çenelerine kadar gömüldükleri Avrupa'ya özenme sevdasını gürültülü ve sert dalgası sarmış durumdadır.
İslam kadının konumunu yüceltmiş, onu erkeğin kız kardeşi ve hayat ortağı yapması itibariyle derecesini yükseltmiştir. Kadın erkekten, erkek de kadındandır;
"Bazınız bazınızdan türediniz..." (Al-i İmran, 3/195 ayetinde olduğu gibi...)
✓Kadın toplumun yarısı, hatta gelecek nesillerin ilk öğretmeni ve ilk tasarımcısı olduğu için toplumsal hayata en yüksek etki yapan kısımdır. Toplumun ve milletin gidiş istikameti ve eğiliğimi, çocuğun annesinden kaptığı surette şekillenir.
✓Muhalefet olmak onlara yetmiyor, bu nedenle gelip bu muhalefet yararına kanunların kaynaklarına dokunuyorlar; bu dokunuşu da günün birinde kimse rahatsız olmasın ve kimse pişmanlık duymasın diye "çözüm" ve "cevaz" boyası ile boyuyorlar.
✓İnsana en tatlı gelen şey, yasaklanandır; kişinin fazla aramadığı elinin altında olandır.
✓m
Müslüman kadının toplumsal hayata "dişiliğiyle" değil "kişiliğiyle" dahil olması gerektiğine hepiniz katılacaksınız.
Durum şu ki, bölgemiz ülkelerini ve diğer İslam ülkelerinin tamamını, çenelerine kadar gömüldükleri o Avrupa'ya özenme sevdasını gürültülü ve sert dalgası sarmış durumdadır.
İslam, evini ve çocuğunu kadının en temel doğal görevi olarak görür. O kendi aile geleceğini kurmaya çalışan bir genç kız gibidir ; kendisini evine ve eşine adamış bir eş gibidir ; kendisini bu eve feda etmiştir, elinde ve çocuklarına gereken bir anne gibidir. O bu evin sahibi, yöneticisi ve kraliçesidir.
Bir edebiyat öğretmeni (Hasan el-Benna) ilk görev yılının sonunda (1928) arkadaşlarıyla birlik olup "Müslüman Kardeşler Cemaatini" niye kurar?
"Biz bir yol inşa etmezsek, kimse yürüyecek yol bulamaz"
diye düşündüğü için.