Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mustafa Gönderileri

Mustafa kitaplarını, Mustafa sözleri ve alıntılarını, Mustafa yazarlarını, Mustafa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Mustafa Kemal Dolmabahçe Sarayı'nda can çekişirken, bizler, üniversiteli gençler, sabah akşam sarayın önündeki caddeye giderdik. Sabah, fakültelerimize gitmeden, akşam evimize dönmeden, oraya uğrardık mutlaka. Sanki bir yakınımız orada ağer hasta yatıyordu. Saçma bir umutla, iyi bir haber alabilmek umuduyla, giremediğimiz sarayın önünde sessizce dolanırdık. Gözlerimizi sarayın damındaki bayraktan ayırmazdık. Ve bir sabah, dokuzu beş geçe, ben ve arkadaşlarım, o bayrağın yarıya indirildiğini gördük. Gene sessizce, birbirimize sarıldık. Benim yaşımda olmayanların hiç anlayamayacağı kişisel bir acıydı bu. Acımız bir yana, bir de sorumluluk duyuyorduk. Çünkü Mustafa Kemal, bütün gençlere, özellikle bizim kuşağımıza emanet etmişti Cumhuriyeti..." Mina Urgan
Sayfa 223Kitabı okudu
"Cumhuriyet bayramı günü idi, bütün Türkiye radyolarının başında her bayramda olduğu gibi millet onun gür, kuvvet ve irade dolu sesini duymak iştiyak ve hevesiyle bekleşirken o enerjisiz yatıyor sanıyorduk. Resmigeçide hazırlanan ve Boğaziçi'ndeki okullarından vapura binen Kuleli talebesi Dolmabahçe Sarayı önüne gelmiş bekliyorlardı.
Sayfa 218Kitabı okudu
Reklam
"İşte insanlar öldükleri zaman geride böyle evler, odalar, bir takım fotoğraflar kalıyor. Senden sonra onlar yaşıyor. Biraz eskiyorlar, biraz değişiyorlar, biraz soluyorlar, ama yaşıyorlar yine de... Sonra arkadan gelen kuşaklara onunla ilgili anılar anlatılıyor."
Sayfa 210Kitabı okudu
"Hatay Türk toprağıdır. Kimse bizden alamaz.”
Sayfa 200Kitabı okudu
O sazlı sözlü eğlence gecelerinden birinde, huzurdaki sanatçılar "Gel gitme kadın" şarkısını söylemeye başladı. Atatürk'ün yüzü bulutlandı, gözleri nemlendi. Ertesi sabah manevi kızı Sabiha Gökçen geldi yanına; "Niye ağladınız o şarkıda?" diye sordu. Atatürk, hüzünle "Gökçen" dedi; "Ben bu toprakları seviyorum. Yurdumun toprağını, dağını, taşını, havasını, insanlarını seviyorum. Bazı şarkılar bana bir gün bu insanlardan kopacağımı hatırlatıyor. İşte o zaman içime bir ateş düşüyor. Ve bu ateş, sonradan gözyaşı olarak akıp gidiyor. Unutma ki Mustafa Kemal'ler de insandır ve onlar da zaman zaman ağlamak isterler."
Sayfa 197Kitabı okudu
“Herkes işinde, gücünde. Benim ise, çok günler, bütün günümü değil, bir saatimi dahi dolduracak işim yok. Şu halde ya uyuyacağım, olmazsa, kitap okuyacağım, yahut da bir şeyler yazacağım.”
Sayfa 195Kitabı okudu
Reklam
"Fakat ne yapayım ki içmeye mecburum; kafam çok, ama beni mustarip edecek kadar çok ve hızlı çalışıyor; vakit vakit onu uyuşturup biraz dinlenmek ihtiyacını duyuyorum. Harbiye ve Erkanıharbiye mekteplerinde iken sabahları beni ekseriya koğuş arkadaşlarım uyandırırdı; çünkü akşam zihnim herhangi bir meseleye takılırdı; onu düşüne düşüne kafam şişer, uykum kaçardı. Bütün gece yatağın içinde dönüp dururdum; ancak sabaha karşı, yorgun, bitkin bir halde uyuyakalırdım ve tabii kalk borusunu duyamazdım. Şimdi de öyle, içmediğim zamanlar uyuyamıyorum: ıstırap içinde bunalıyorum."
Sayfa 195Kitabı okudu
Yalnızlığını bazen bir gemi güvertesinde çocuklaşarak gidermeye çalışıyordu... ...bazen denizde halkla birlikte yüzerek... ...bazen bir baloda sabahlayarak....
Sayfa 190Kitabı okudu
10. yıl için yazdığı nutkun sonuna şu cümleleri yazmıştı: "Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız!"
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
"Milletin şahıslara kendini kaptıracak kadar tutkun olması iyi netice vermez. Bunun tarihte misalleri çoktur."
Sayfa 173Kitabı okudu
Ağlamıyorum gözüme satırlar kaçtı:(
"Bunalıyorum çocuk, büyük bir ıstırap içinde bunalıyorum. Görüyorsun ya, her gittiğimiz yerde sürekli dert dinliyoruz. Her taraf derin bir yokluk, maddi manevi perişanlık içinde... Maalesef memleketin hakiki durumu bu.. Beni en çok üzen şey de nedir bilir misin: Herkesin tevekkül ve rehavet içinde tüm iyilikleri benden beklemesi... Nihayet ben de insanım be birader, kutsi bir kuvvetim yok ki..."
Sayfa 170Kitabı okudu
Aynı Tas Aynı Hamam
İsmet Paşa'nın günlüğünde üzüntüyle belirttiği gibi "Vergiler ağır, yetkililer hırsız, geçim imkansız"dı.
Sayfa 170Kitabı okudu
Milletin ne olduğunu izah ederken demiştim ki, Türk milleti halk idaresi olan cumhuriyetle idare olunur bir devlettir. Şimdi, devlet ne demektir, bunu izah ve ifade edelim. Devlet dediğimiz zaman, her şeyden evvel bir insan cemiyeti, bir millet mevcudiyeti anlaşılır. Bundan sonra, bu insan cemiyetinin coğrafi hudutlarla çevrilen bir mıntıkada yerleşmiş olduğu görülür. Yine millet bahsinde demiştim ki; Türk milleti, Asya'nın garbında ve Avrupa'nın şarkında olmak üzere kara ve deniz sınırlariyle ayırt edilmiş, dünyaca tanınmış büyük bir yurtta yaşar. Onun adına Türkeli derler.
Sayfa 164Kitabı okudu
Cemaatlerin başına geçebilen adamlar, cemaati Allah namına idare ederdi. Her türlü hak ve salâhiyet onlarda idi. Ferdin hakkı, hürriyeti, mevzuubahs değildi.
Sayfa 162Kitabı okudu
161 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.