Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Kemal Atatürk 1881-1938

Willy Sperco

Mustafa Kemal Atatürk 1881-1938 Gönderileri

Mustafa Kemal Atatürk 1881-1938 kitaplarını, Mustafa Kemal Atatürk 1881-1938 sözleri ve alıntılarını, Mustafa Kemal Atatürk 1881-1938 yazarlarını, Mustafa Kemal Atatürk 1881-1938 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başvekil (Başbakan) İsmet İnönü'nün ve Atatürk'ün yakın çevresin- deki bazı kişilerin sağırlıkları bazı fıkralara konu olmuştur. Bir gün Atatürk, çok iyi işiten dostu Dışişleri Bakanı ile gezinmektedir. Ona; "Gariptir," der. "En akıllı ve en sadık çalışma arkadaşlarımın hepsi sağır." Bakan, elini kulağının arkasına koyar ve Cumhurbaşkanı'na yaklaşarak, "Ne buyurdunuz, efendim?" der .
Bir gün Mustafa Kemal'e, bir köylünün, kendi çiftliğine ait bir toprağı izinsiz sürdüğü bildirilir. Birçok ikaza rağmen köylü inatla işine devam eder. Atatürk olay yerine gider. "Arkadaş," der, "bu toprağın kime ait olduğunu biliyor musun?" "Tabii ki biliyorum." "O halde bir başkasının toprağını niçin işliyorsun?" "Ben Türküm," diye cevap verir köylü, "bu tarla da 'babam'ın tarlası (Atatürk, Türklerin babası). Hal böyle olunca, kimse beni, babamın tarla- sını sürdüğüm için engelleyemez." Mustafa Kemal, mırıldanarak çekilir: "İnsanın böyle çocukları olunca, iradelerine karşı konabilir mi?"
Reklam
Cumhuriyet'in Onuncu Yılı vesilesiyle, bir ressam ona, Sakarya Meydan Savaşı'nı temsil eder. bir tablo sunar. Ön planda, Mustafa Kemal, XIV. Louis'ye çok benzeyen bir ifade ile, şahane bir atın üzerindedir. Ressam tebriklerini beklerken Mustafa Kemal; "Bu tablo asla sergilenmeyecektir," der. "Savaşa katılmış olan herkes bilmektedir ki, atlarımız o zaman bir deri bir kemikti ve biz de o zaman hiç sağlıklı değildik. Her birimiz birer iskelettik. Böyle yağız savaşçılar, böyle semiz atlar çizmekle, Sakarya Sava- şı'nı küçültüyorsunuz, dostum."
Ya üç ayda olur. Ya da hiç olmaz!
Ankara' da resmi "Ulus" gazetesinin müdürü Falih Rıfkı, Gazi'ye yeni alfabenin son şeklini sundu. Yakında bütün gazetelerin Latin harfleriyle çıktığını görmek dileğini belirttikten sonra, bunun beş yıl içinde gerçekle- şebileceği ümidini açıkladı. Mustafa Kemal; "Beş yıl gerekli olduğunu mu düşünüyorsunuz?" diye sordu. "Evet." "Hayır, üç ay! " Falih Rıfkı, dondu kaldı.
Halife haşne fişne derdinde, millet can derdinde!
Mustafa Kemal buraya yerleşir. Kız kardeşi ve dostları hanımlar, Mustafa Kemal'in huzurunda son Halife'nin çekmecelerini ortaya dökerler. Burada buldukları Abdülmecit'in bir mektubunu Gazi'ye verirler. Gazi gülümseyerek okur. Bu, Abdülmecit'in haremdeki kadınlara hediye ettiği kumaşların örneklerinin ekli olduğu, Paris'teki "Louvre Mağazası"na yazdığı bir mektuptur. Gazi, "İşte bakın, bizim ulu Halifemiz nelerle uğraşırmış," der.
Arkadaşlar, size çok iyi bilinen bir gerçeği kısaca söylemek stiyorum. Kültürün yakıcı nefesine karşı direnmek boşunadır.
Reklam
Milletin çok iyi bilmesi lazımdır ki, medeniyet, karşısında ilgisiz kalan her şeyi yakan ve harap eden bir güce sahiptir. Ait olduğumuz çağdaş milletler ailesi içinde bize ayrılmış olan yeri alacağız ve onu muhafaza edeceğiz. Huzur, saadet ve insan saygınlığı buna bağlıdır.
Aciz, aşağılık, kalpsiz ve akılsız bir yaratık, kendisini kabul eden her- hangi bir yabancının himayesine girebilir, ama, şüphesiz böyle bir kişinin, bütün lslamın Halifesi sıfatına sahip olduğunu söylemek yersizdir.
Keşke bir o olsaydı aşagılık yaratık!
Mustafa Kemal şöyle söyler: "Kendi öz halkının ortasında hürriyeti ve hayatını tehlikede telakki , eden Vahdettin gibi oldukça aşağılık bir yaratığın, bir an için bile olsa milletin başında olduğunu düşünmek gerçekten acıdır. Şükür ki, millet, bu sefili, tevarüs ettiği tahtından kovmuş ve böylece daha fazla alçaklık yap- masını durdurmuştur. Türk halkının bu müdahalesi her türlü övgüye layıktır.
Sayfa 109Kitabı okudu
Tekkeler kapatılmalıdır. Kimsenin tekkelere ihtiyacı yoktur. Kendi gü- cümüzü kültürden, ilimden, teknikten alacağız. Tekkelerin gayesi insan yobazlaştırmaktır. Halk, artık şeyhler tarafından uyutulmasına, aldatılma- sına izin vermeyecektir.
Reklam
Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler ve keşişler ülkesi olamaz. En iyi, en gerçek yol medeniyet yoludur. İnsan olmak için, medeniyetin gereğini yapmak yeterlidir. Tarikat şeyhleri bu söylediklerimdeki gerçeği anlayacak- lardır. Kendiliklerinden tekkelerini kapatacaklardır, çocukların artık yetiş- kin olduklarını kabul edeceklerdir .
160 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.