Mustafa Kemal'in Ankarası

Nezihe Araz

En Eski Mustafa Kemal'in Ankarası Gönderileri

En Eski Mustafa Kemal'in Ankarası kitaplarını, en eski Mustafa Kemal'in Ankarası sözleri ve alıntılarını, en eski Mustafa Kemal'in Ankarası yazarlarını, en eski Mustafa Kemal'in Ankarası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ankara'nın çağdaş uygarlıklar düzeyinde bir başkent olarak doğuşu Atatürk'ün hiç kuşkusuz en önemli eylemlerinden biridir. Önemli… Ve bütün karşı gelmelere rağmen çok başarılı. Evet, karşı gelmeler… Gelenlerin sorduğu şuydu: "ışıksız, tozlu, susuz, yaşama şevkini kaybetmesi, her türlü zerafetten uzak bu unutulmuş şehirden ne
Sayfa 3 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Babam yemek odasına girdi, her kalabalık evin babası gibi kaşları çatılmış, zoraki bir ciddiyet ve elinde evimizin anahtarı. Ama bu, bugün kullandığımız türden küçük bir yale anahtar değil, kocaman, dökme demirden, kale kapısı anahtarı gibi. Babam bunu nezaketle anneme uzatarak, "Hanımefendi" dedi, "Bu gece anahtar yine kapının üstünde kalmış". Kahvaltıdaki küçük çocuklar ve ben korku ve endişeyle başımızı annemize çevirdik. O, sakin, şakacı, muzip bir gülümsemeyle birimizin ekmeğine yağ sürmeye devam etti: "Mustafa Kemal'in Ankara'sında kapıların kilitlenmesi gerekmez. Unutulmuş demek ki, Beyefendi" dedi. "Kusura bakmayın".
Sayfa 7 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mademki Mustafa Kemal'in Ankara'sında yaşıyorduk. Ne o mahzenlerden, ne arka bahçedeki kör kuyudan, ne karanlık merdivenlerden korkmaya ne sebep vardı?
Sayfa 9 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Bir akşam, Çankaya yönünden o karanlığı yarıp, pırıl pırıl bir ışık çizgisi beliriverdi karşılarda. Annem yanımdaydı. Şaşırdım. Usulca, "Anne ne oldu şimdi" dedim. Annem yine gülümsüyordu: - Mustafa Kemal'in evinde ışıklar yandı, dedi. - Orası ev mi? - Orası yeni Çankaya Köşkü. - Kim oturuyor orda, senin baban mı? - Mustafa Kemal, herkesin babası. En büyüğümüz. Bizi o kurtardı. - Karanlıktan mı? Güldü annem. - Düşmanlardan, her şeyden. Tabii, karanlıktan da. - Çocukları var mı onun da? Meğer bütün vatan onun çocuklarıyla doluymuş.
Sayfa 9 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Benim için Mustafa Kemal, güvenliğin ve aydınlığın simgesi oldu. Onun ışığı yandığı an, çocuk omuzlarından da büyük bir yük kalkıyordu. Rahatlıyor, daha canlı, daha güvencede oluyordum.
Sayfa 9 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Kuvayı Milliye ruhunu içinde taşıyan o içtenlikli, o inançlı, o kavga etmesini bilen; ama hemen ardından el sıkışmasını da bilen serdengeçti gençler, yani analarımız, babalarımız, çocuklarını işte böyle… benim duygularım gibi duygularla büyütüyorlardı o günler…
Sayfa 9 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Olaya bak be... Oturup şu zamanlarda olmadığı için ağlar insan!
Bir gün babam eve geldiğinde canının hayli sıkılmış olduğunu fark ettik. Hemen yazı odasına girdi, annem de ardından. Epey fısıltı oldu o akşam. Sonra olay evin öbür büyüklerine de açıklandı. Meğer Mustafa Kemal, milletvekillerine başbakanı İsmet İnönü ile bir özel mesaj yollamış o gün. "Ortalık çok pahalı, millet sıkıtı içinde, eğer milletvekillerimiz de uygun görürlerse maaşlarımızdan bir miktar indirim yapalım. Bu, hem memlekete bir moral getirir, hem Meclis'e olan inancı ve güveni artırır" demiş. Belki tam bu kelimelerle değil ama tam bu anlamda. Ve maaşlar sanırım oy birliğiyle beş yüz liradan iki yüz elli liraya indirilmiş.
Sayfa 12 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Bozkırın, acı bir unutulmuşluk uykusundan Mustafa Kemal tarafından uyandırıldığı o günlerde, Çankaya'dan Meclis'e giden yol üstünde olacak, güzel bir iğde ağacı varmış. Tek bir ağaç. Ve Mustafa Kemal, ne zaman o ağacın önünden geçiyorsa, arabada ne kadar önemli bir mesele konuşuluyorsa konuşulsun, yanındakinin, ya da kendisinin, sözünü
Sayfa 12 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal, yaşadığı hayatın yüklerinden, insanların çekişmesinden, o kalabalıklar içindeki yalnızlığından sıkıldığı bir çok kez, hiç kimseye haber vermeden Çankaya'dan kaçıp Söğütözü'ne sığınmıştır. Orada eliyle oluşturduğu küçük bir ormanı ve evi var ya işte…
Sayfa 14 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
O günler Çankaya Köşkü'nün yaverlik dairesi dar geliyordu artık. Binanın genişletilme kararı alınmış, Mustafa Kemal İstanbul'da olduğu günlerde bu iş bitirilmişti. Ankara'ya döndüğünde ilk sözü "Şu binayı bir görelim" oldu. Yaverler götürdüler. Ama o, kapıdan girmeden durdu, kaşları çatıldı ve sordu: "Şu yanda bir ağaç olacaktı n' oldu?" Kimse bir şey diyemedi. "Kestiler mi yoksa"? Bıçak gibi çıkmıştı ağzından bu soru. Ve sonra öfkesi patladı Mustafa Kemal'in: - Yahu bu iş, o ağaca dokunulmadan da yapılabilirdi. Bana söyleseydiniz bir çaresini bulurdum" dedi. Artık içeriyi görmek istemiyordu. Yeni binaya bakmadı bile, döndü, öfkeyle yazı odasına kapandı.
Sayfa 15 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
152 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.