Sözler ve Alıntılar
İlhan Selçuk ; "Devrimciler, iktidara devrimle gelir,statükocular da parlamenter yolla" diyordu,
Mihri Belli , " ilhan'a katılıyorum" diyordu. Toplantı asgari müştereklerde birleşme üzerineydi.. Devrimci hareketin değişik kanatlarıyla dışındaki güçlerin nasıl birleşecekleri tartışılıyordu. İbo da orada
( İbrahim Kaypakkaya) .
Can Yücel'e sıra geldi ; "Ben bir şeyi anlayamadım" dedi. "Bir başka yerde söylediğimi burada tekrarlamak durumundayım. Biz asgari müştereklerde mi birleşmeye geldik, yoksa askeri müştereklerde mi ?
" İbo, toplantıdan sonra ,
" Dikkat ettin mi ? " dedi bana. Can yücel tek bir cümleyle hepsinin foyasını ortaya çıkardı. Bu bir cunta toplantısı. Bizim liderimiz de bunun içinde . Can Yücel bunun içinde değil. Aydındır, kafasına o an esti, onu söyledi. Babası bakan, kendisi de Cumhuriyete bağlı ama orada vicdanının sesini ortaya koydu. "
Sayfa 31 - Ayrıntı yakın tarihKitabı okudu
Evet,dönüp dolaşıp yine geldik Dersim'e. Gökyüzüne yükselişte birbirleriyle yarış halinde olan güzel dağlar diyarı,diyebiliriz oraya. Ermeni,Zaza,Kürt ve asimile olmuş Türkmen ekaliyetlerinin yuvası. Tecrit edilmiş,yalnızlaştırılmış bir diyar. Yeşillenme,çoğalma arzusu aynı zamanda. Çölde orman rüyası gören tek bir ağaç gibi,köklerine sıkı sıkıya tutunmuş. İnancında paganist ışıltılar var ; geyikler,yılanlar,beyaz kurtlar,kartallar var ; renklii çaputlarla bezenmiş ulu zirve ağaçları,kutsal sular ve yüce dağ dorukları var; Hızır ya da Surp Sarkis kılığında gezinen ak sakallı insanlar var.Dilinde ve kültüründe ise Hitit, Urartu, Daylem ,Med ve Türkmen renkleri..
Sayfa 154 - Ayrıntı yakın tarihKitabı okudu
"Devrimciler, iktidara devrimle gelir, statükocular da parlamenter yolla"
Sayfa 31 - İlhan Selçuk
Kulaklarımda, Nietzsche’nin sözü çınlıyordu: “Bir sanatçının Avrupa’ da yatacak yeri yoktur, Paris hariç.”
Bugün Doğu Perinçek'e, partisine sol demek mümkün müdür?
Sol kavramını bu denli geniş anlamda kullanırsak sol diyebilirim, milliyetçi sol diyebilirim. Karanlık güçlerin insanı olarak göremiyorum. Milli çıkarları savundu her daim, ama kazara iktidara gelirse, burjuva demokrasisini uygulamaz.
Kürt direnişini ve devrimci mücadeleyi kanla bastırır. Hiçbir zaman vazgeçemediği bazı şeyler var. Birincisi koyu devletçidir. İkincisi Mustafa Kemal çizgisi anlamında orducudur, ama onun orduculuğunu Mustafa Kemal orduculuğu olarak görmek lazım. Bununla birlikte, Memduh Tağmaç ve Faik Türün gibi kanatların orduculuğuyla da uzlaşır. 1980’lerde Apo ile ittifak arayan biri bugün Kürt düşmanına dönüştü...
Ben hayata çelişkilerinin çatlağından bakan, kitaplara ve resme aşırı ilgi duyan bir gençtim.
Yorgun Savaşçı filmini biliyorsun,12 Eylül'de yaktılar. Yılmaz Güney'e yaptıklarını Kemal Tahir'e de yaptılar. Nazım'ın iyi arkadaşıydı,aynı davadan birlikte yatmıştı.Film yakma deyince aklıma başka bir filim geldi.Fakir Baykurt, Avusturalya'ya geldiğinde bana dedi ki : " yılanların öcünü yazdım " , film oldu, yasakladılar. Ben de Milli Birlik Komitesi'ne, Cemal Gürsel'e başvurdum.Beni çağırdı.Bastonla yürüyordu. Sağlığı iyi değildi.Görüştük. "Bu romanı sen mi yazdın Fakir ? " Evet Paşam dedim. "Nesi var miye yasaklamışlar ? Getirin bakalım birlikte seyredelim " dedi. Makineyi kurdular,duvarda gösterdiler. Baktım Paşa yaslanmış Yılanların öcü filmini seyrediyor. Film bitti. Bitince yanındakine dedi ki Bitti mi ? Evet Paşam. Ben anlamadım,bunu mu yasakladınız ? Ne var bunda? Köylülerin durumunu anlatmış ne güzel, diye noktayı koydu. Ben şaşırdım,korkuyordum. Böyle olmaz ülkenin birliğini bozar diye düşünür. Sonra,kaldırın bu yasağı ,dedi.
Ertesi hafta bütün sinemalarda oynamaya başladı filmim. "Türkiye'nin Halleri böyle "
Sayfa 174 - Ayrıntı yakın tarihKitabı okudu