Müzekki'n Nüfus
Eşrefoğlu RumiMüzekki'n Nüfus Gönderileri
Müzekki'n Nüfus kitaplarını, Müzekki'n Nüfus sözleri ve alıntılarını, Müzekki'n Nüfus yazarlarını, Müzekki'n Nüfus yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Diline dikkat et, kimsenin kusurunu söyleyeyim deme, çünkü baştan aşağı kusurlarla mahmulsün; halkın ise bin bir dili vardır."
"Gözlerin sana başkalarının ayıplarını gösterirse, ona, ey nû-i Didem, halkın bin bir gözü sana bakıyor, de."
Mâsivâ şâibesinden dili tathîre çalış.
Pertev-i hikmet ü irfânla tenvîre alış.
Dünya ehli ile ahiret ehli hal ve davranışlarından belli olur.
Hz. Ali (k.v.) buyururlar:"Tövbe yalnız, sahibini kurtarmaz. Tövbe ona derim ki, onun bereketiyle başkalarını da tövbeye getirir."
Mesruk (r. a.) der ki: " Allah ﷻ' den korkmak kişide ilim hâsıl eder. İlimle kendini beğenmişliğe kapılmak ise cehalete sürükler."
Hoştur bana senden gelen,
Ya hıl'at, yahut kefen,
Ger taze gül yahut diken,
Senden hem o hoş, hem bu hoş.
Hâlimi bir dem sora gel,
Diler isen bağrım del,
Ey kahrı ve lûtfu güzel,
Senden hem o hoş, hem bu hoş.
Tevhîdi sen gaflet ile deme gel,
Can-ü gönül ile tevhîd söyle gel.
Mü'minin tevhîdi kaç yerde gerek,
Canda, gönülde ve hem dilde gerek.
Şanı mübarek ve yüce olan Allah o sırada kendisine der ki:
"Ey kulum! Ben seni dünyaya gönderdim. Ömür verdim. Sağlık verdim. Bu ömrü yok yere çürüttün, tükettin. Hayatını geçirdin, ömrünü bitirdin. Vermiş olduğum rızklarla beslendin, yaşlandın. Bu esnada kime ne yaptın? Kime ibadet ettin? Ruhunu kötü duygu ve ihtiraslardan temizlemek hususunda neler yaptın? Ahlâkını güzelleştirdin mi? Kimin kapısına devam ettin?"
Sen, ey insan! Bu soruların cevabını hazırladın mı? Kendini bu sorulara cevap verebilecek seviyeye getirdin mi? Bu derecede bir Müslüman olabildin mi?
Allah'ın rahmeti O'nun üzerine olsun, Şeyh Sâfî der ki:
"Bir kimse, kalbini kötü duygu ve ahlâktan temizlemek maksat ve gayesiyle gece gündüz 'Lâ ilâhe illallah' demekle meşgul olmağa başlasa da henüz hedefine varmadan eceli gelecek olsa, o kimse kabrine konduğu zaman zikrin nuru gelir ve ona yakın olur. Bu zikir, ona arız olabilecek bütün korkuları defeder, böcek ve haşaratı mahveder, selámete erişir."
O ne güzelliktir ki cilvesi,
Yüz ve gönül hicâbını yakar.
O ne nurdur ki onun parıltısı,
İki cihanın karanlığını giderir.
... Bu insan, bu seviyesini niçin bırakır da şeytanla Cehennem'e girmeye razı olur? Bu insan, neden acaba nefsine uyar da Allah (c.c.)'a ve Resûlü'ne uymaz? Niçin nefsini ve şeytanı dinler de, Allah (c.c.)'ı ve Resûlü'nü dinlemez? Niçin acaba bu insan; Allah'ın Resûlü'nün ve diğer büyüklerin bunca öğütlerini dinlemez de şeytanın ve nefsinin vesveselerini dinler?..
Bizler adeta ahireti inkar ediyor ve her şeyin bu dünyadan ibaret olduğunu sanıyoruz. İnancımız böyle olmasa bile, davranış, yaşayış ve hareketlerimizle bunu telkin ediyoruz.
Can ve gönülden gerektir Hâlik'ı zikreylemek,
Yoksa, yâ Allah demek kolay olur her dile.
"İstikâmete tâlip ol,kerâmet isteme... Nefsin kerâmet ister,ama Rab'bin (c.c.) senden istikâmet üzere olmanı talep eder.. O halde Rab'binin talebi,nefsinin talebinden daha üstündür..."
Sayfa 270 - Sağlam YayıneviKitabı okudu