İçinde 12 tane hikâye var. Hikâyelerin hepsi de rahatsız edici ve sevimsiz diyebileceğimiz türden. Zaten adından da anlaşılacağı üzere "Nahoş Hikâyeler"... Öyküler hacim bakımından çok kısa, fakat çeviriden kaynaklı mıdır bilinmez, sıkıcı ve bunaltıcı bir anlatıma sahip. O yüzden biraz zor ilerlediği söylenebilir. Şahsi fikrim, okunmasa da olur yönünde.
Varlığından tiksinen kaygısız kimselere şöyle diyor gibiydi: “Anlamıyor musunuz kardeşlerim, sizi sonsuza dek aktardığımı ve aşağılık gövdemin fevkadele sizi yansıttığını? Hakikate vakıf olduğunda iyi niyetle anlayacaksınız ki sizin gerçek vatanınız benim; öyle ki yok olma vakti geldiğinde ruhlarınızın vebası beni özlemle arayacak. Ölüler katına indiğiniz anda sizi canlı kılan tiksindirici komşuluğumu özleyeceksiniz. Benden nefret eden, namussuzluklarınızın sessiz muhbiri ikiyüzlü alçaklar, size esinlendiğim bedensel dehşet tam da düşüncelerinizin iğrençliğinin kıstasıdır. Nihayetinde kalbimin derinliklerine kadar sizinle dolup taşmasam nasıl ciğeri beş para etmez biri olabilirim ki?
Çoğunlukla bu dünyadan tiksinmeme sebep velhasıl ve itibarlı kişilerdir. Tanıdığım alçaklara gelince, ki sayıları hiç de az değildir, onları, istisnasız hepsini sevinç ve teveccühle anarım.