"Allah Teala tüm isim ve sıfatları ile her zaman ve her yerde kabul edilmelidir. Camide Rab olarak kabul ettiğimiz Rabbi, evimizde, işimizde ve diğer sahalarımızda da kabul etmeliyiz. Aksi takdirde şirk ve nifaktan yakamızı kurtaramayız."
Kur'ân ünitelerine isim olan "sûre" ise; yüksek, yüce yer, derece, zirve, doruk gibi anlamlara gelir. Buna göre sûreler, kulları şerlere karşı surlayan, koruyan muhkem kalelerdir; onlara Rabbe giden yolda değer ve rütbe kazandırıp onları zirveye yaklaştıran vasıtalardır.
Kur'an cümlelerine "âyet" denmiştir. Âyet ise; bir şeyin içyüzüne, görünmeyen tarafına işaret eden iz, alamet, delil demektir. Âyetler insanı Hakk'a götüren iz, alamet ve delillerdir. Buna göre kim ne kadar âyeti tanırsa o kadar Rabbini tanımış, o ölçüde hak ve hakikatle tanışmış olur. Kulun Rabbine yakınlığı bildiği âyetlerle ölçülür.
Eser, namaz sureleri ve namazda okuduğumuz dualarla okuru tanıştırabilmek için hazırlanmış, kısa bir tefsir niteliğinde okura sunulmuştur.
Çalışma temel eserlere müracaat edilerek, her yaş ve her seviyedeki günümüz insanının kolayca anlaması hedeflenerek hazırlanmıştır. Dua yahut surenin Arapça asılları ise toplu olarak konunun girişinde verilmiştir. Açıklamalarda farklı görüşlere ve görüş sahiplerine dalmadan genel olarak anlaşılabilecek tüm manalara işaret edilmeye çalışılmıştır. Her dua ve surenin bitiminde, o dua ve surenin lisan-ı hali, söylemek istedikleri, özet olarak ve maddeler halinde sunulmuştur. Okunulması gereken kitaplardan.
Salavat Peygamber'e sunduğumuz bağlılık andımızdır. Bu andımızın gerçekleşmesi için dilimizle selamladığımız Önderimizi, halimizle, yaşayışımızla da selamlayabilmeliyiz. Bu da ancak O'nun yolunda, O'nun gibi olmakla, sünnetine yapışmakla olur.